Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“2025: Bir Devrin Başlangıcı mı, Yoksa Sonu mu?”

Yeni bir yıla adım atarken, çoğumuz 2025’in getireceği fırsatları konuşuyor.

Yeni bir yıla adım atarken, çoğumuz 2025’in getireceği fırsatları konuşuyor. Ancak, her yeni yıl bir umutla başlasa da, bu kez ortamda alışılmadık bir huzursuzluk var. Dünya hızla değişiyor, ama biz bu değişimlere nasıl ayak uyduruyoruz? Gerçekten bir devrin başında mıyız, yoksa bir dönemin sonunu mu izliyoruz? İşte bu yıl, sadece takvimde bir yenilik değil, sistemlerin temelden sorgulandığı bir yıl olabilir.

Ekonomik Krizden Teknolojik Yıkıma: İleriye Mi Gidiyoruz, Geriye Mi?

Dünya, tarihin en büyük ekonomik zorluklarından birini yaşıyor. Her geçen gün artan enflasyon, borçlar ve sosyal eşitsizlik, eski sistemlerin sona erdiğini düşündürüyor. Bir yanda insanlar işlerini kaybederken, diğer yanda teknoloji, insan gücünü geride bırakmaya devam ediyor. Yapay zekâ ve otomasyon, iş gücünü tehdit ederken, yeni istihdam alanları yaratmak bir hayal mi? Değişim hızla ilerlerken, ekonomik sistemler ve iş gücü yapıları ne kadar ayakta kalabilir?

2025 Sosyal Devrim Mi, Çöküş Mü?

Toplum, daha önce görmediğimiz bir bilinçle kendini sorguluyor. Irkçılık, cinsiyet eşitsizliği ve bireysel haklar konusundaki talepler, geçmişin güçlü kalıplarını kırmaya yöneliyor. Fakat, her devrimde olduğu gibi, bir tepki ve karşı devrim de gündemde.2025’te bu toplumsal kırılmalar daha da derinleşebilir. Toplumlar, eşitlik, özgürlük ve adalet için meydan okurken, başka bir grup bu değerleri tehdit olarak görebilir. Öyle bir noktaya geldik ki, “toplumsal ilerleme” ile “toplumsal çatışma” arasındaki çizgi her geçen gün daha ince hale geliyor. Peki, bu gidişat sonunda kazanan kim olacak?

İklim Krizi ve Küresel Çöküş: Doğa İsyanda

İklim değişikliği artık sadece bir “gelecekteki sorun” değil; bugünümüzün ve yarınımızın krizi. 2025,doğa ile savaşın kesin bir dönemeç noktası olabilir. Ancak insanlar, hâlâ tüketim alışkanlıklarını değiştirmiyor, gezegenin üzerindeki baskı artmaya devam ediyor. Küresel felaketten kaçmak mümkün mü? Yoksa bir yıkımın içine mi sürükleniyoruz? Şu anki politikalar ve adımlar, sadece “sözde” çözüm önerilerinden mi ibaret? Gelecek, bu yıla kadar alınan kararlarla şekillenecek, ancak çok geç olmadan harekete geçebilecek miyiz?

Sonuç: Ya Devrim Ya Çöküş

2025,belki de insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri olacak. İnsanlık ya küresel bir devrimin parçası olur ya da giderek derinleşen krizlerle yavaşça çöküşe doğru sürüklenir. Yeni bir dünya düzeni kurma yolunda adımlar atmak, daha fazla ertelememek, kararlar almak zorundayız. Bu yıl, sadece değişen takvim sayfasıyla değil, tüm sistemlerin temelden sarsıldığı bir dönemeç olacak.

”Ya devrim yapacak,ya da yıkılışın içinde kaybolacağız.”

YAZAR: Demet ADANAR