İzmir’in Foça İlçesi’nde Kent Konseyi üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ve Mahalle Afet Gönüllüleri’nin katılımıyla, 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminde kaybedilen vatandaşlarımızı andı. Yapılan basın açıklamasında günümüzde de depremler ve değişik felaketler yaşadığımıza dikkat çekildi. Gerekli önlemlerin alınması, deprem ve afet eğitimlerinin yapılması istenerek “Afet Bekleyen Ülke Olmayalım “denildi
DEPREM DEĞİL RANT İÇİN OLMAZ YERE İZİN VERMEK ÖLDÜRÜR
Foça Nihat Dirim Barış ve Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen anma töreni ve basın açıklamasına Foça Kent Konseyi ve Mahalle Afet Gönüllüleri üyeleri, çeşitli kurum ve STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Foça’da bulunan 86 STK bileşeni adına hazırlanan basın açıklamasını Foça Kent Konseyi Başkanı Göksel Acar okudu. Acar konuşmasına, son günlerde İzmir’de ve Türkiye’nin değişik illerinde çıkan orman yangınlarının yürekleri dağladığını belirterek “Geçmiş olsun İzmir, geçmiş olsun Türkiye’m” sözleriyle başladı. Büyük Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen Türkiye’nin başta büyük deprem beklenen kentlerinde dönüşümlerin yapılamadığını ve gerekli tedbirlerin alınamadığını üzüntüyle takip ettiklerini söyledi. Göksel Acar; “Cumhuriyet tarihimizin can ve mal kaybı açısından en büyük depremlerinden biri 17 Ağustos 1999 gecesi saat 03.02’de 7.4 şiddetinde meydana gelen ve 45 saniye süren Büyük Marmara Depremi büyük yıkıma neden oldu. Binaların insanları öldürdüğü bir felaketti. Resmi rakamlarla 20 binden fazla vatandaşımız öldü, 50 binden fazla vatandaşımız yaralandı. 365 bin bina hasar gördü. Geçen 25 yıla rağmen alınmayan önlemler dolayısıyla her yıl yüzlerce vatandaşımızı yitirmeye, milyarlarca liralık ekonomik kayıplara devam ediyoruz. Bu kayıplar, yaşanan ekonomik krizlerin en önemli sebeplerindendir. Deprem öldürmez. Malzemeden çalmak öldürür. Denetimsizlik öldürür. Rant için olmaz yere izin vermek öldürür. Yıkılacak binalarda göz göre göre oturmak öldürür.”dedi.
HAZIRMIYIZ?
Acar; İlçe bazında, belirlenen toplanma alanlarının koordinatlarının, ölçüleri ve kapasitelerinin, çadır alanlarının ve donanımlarının, hastanelerin, acil müdahale yollarının hazır olup olmadığının, mezar alanlarının ve kapasitelerinin, yıkılan, hasar alan binaların yerine yeni konut yapılacak alan planlamasının, arama kurtarma amaçlı ekipman temininin yapılıp yapılmadığının, içilebilir su ihtiyacının nasıl karşılanacağının, kamu binaları ve okulların güvenli hale getirilip getirilmediği ve kolluk kuvvetlerine eğitim verilip verilmediği bilgilerinin kamuoyuyla paylaşılmasını istedi.
Göksel Acar, konuşmasını, deprem ve diğer afetlerde kaybedilen yurttaşlarımızı üzüntü ve rahmetle anarak tamamladı.