Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İYİ PARTİ İZMİR İL BAŞKANI AV. ÜLKÜ DOĞAN GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ.

İyi Parti İzmir il Başkanı Av. Ülkü Doğan, Şeyda Yılmaz cinayetinden mültecilere ve yunan botlarına kadar gündeme dair açıklamalar yaptı,

İyi Parti İzmir il

Şeyda Yılmaz cinayeti

Bildiğiniz üzere bundan üç gün önce İstanbul Ümraniye’de yaşanan üzücü
bir olayla sarsıldık. Henüz hayatının baharında genç bir Kadın Polis olan
Şeyda YILMAZ, sabıkalı bir Hırsız, bir suç makinası tarafından silahla
vurularak şehit edildi. Şehit Polisimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine
ve aziz Türk milletine başsağlığı diliyorum. Ancak bu menfur hadise biz
siyasetçilere de bazı konular üzerinde tekrar tekrar önemle durmak
zaruretini hatırlattı.
Nasıl oluyor da henüz 19 yaşında 26 ayrı suçtan ki aralarında çocuğun
cinsel istismarı, taciz ve hırsızlık gibi ağır suçlarında olduğu suçlardan
sabıkası olan bir suç makinası İstanbul’un göbeğinde elini kolunu
sallayarak dolaşabiliyor.
Ne yazık ki Türkiye artık suçluların arsızlaştığı, yasalara saygılı
vatandaşların ise yapanın yanına kar kalıyor diye düşünerek adaletten
ümidini kestiği bir ülkeye dönüştü.
Ne yazık ki Türkiye artık yatarı yok diyerek, herkes yapıyor kimseye bir
şey olmuyor diye düşünen suçluların ödüllendirildiği, yasalara saygılı

vergisini cezasını günü gününe ödeyen vatandaşın ise cezalandırıldığı bir
ülkeye dönüştü.
Ve şüphesizdir ki böylesine büyük bir toplumsal kaostan doğrudan
doğruya, 22 yıldır kesintisiz ülkemizi yöneten siyasi iktidar sorumlu.
Fiilen çeyrek asrı aşkın süredir Avukatlık yapan bir hukukçu ve bir Siyaset
Kadını olarak buradan Sayın Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ’ a, Sayın
İçişleri Bakanı Ali YERLİKAYA’ ya ve tabi ki Hükümetin ve Devletin
Başkanı olması sıfatıyla Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
ERDOĞAN’ a sesleniyorum. Bir vatandaş olarak kendilerinden istirham
ediyorum;
Torba Yasalarla sürekli olarak İnfaz Düzenlemesi adı altında örtülü kısmi
af düzenlemeleri yapmaktan vazgeçin.
Adalet Mülkün temelidir. Yani devletin temelidir. Bu temelle yap boz
misali oyuncak gibi oynar sürekli değiştirirseniz devleti temellerinden
sarsarsınız.
Öyle ki İnfaz Hakim’leri ve Savcılarının bile içinden çıkamadığı hale
gelen İnfaz yasalarını bir an önce düzenlemelisiniz.
Bir daha böyle acılar yaşamak istemiyorsak , bunu temenni olmaktan öteye
geçirmeli ve gereğini yapmalısınız. Özel durumlar hariç olmak üzere

herkes işlediği cezanın karşılığı eğer bir hapis cezası ise bunu
cezaevlerinde çekmelidir.
Hiç bir şey yapanın yanına kar kalmamalı , adalet öteki dünyada değil
mahkemeler eli ile tecelli bulmalıdır.

Suriyeli Mülteciler


Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi de Suriye’li mülteciler
konusudur. Bilindiği üzere Suriye Devleti Başkanı Beşşar ESAD ülkesinde
çıkardığı genel af ve ülke dışındaki Suriyelilere bir çağrıda bulundu.
Daha dün basında Hükümetin Suriyeli öğrencilerin okudukları okullara
yönelik açtığı temizlik ihalesi ilanlarına şahit olduk. Görünen o ki devlet
okullarında ödenek yokluğundan okulun temizlik masrafları velilerimizden
istenir, kıt kanaat geçinen vatandaşa bir de bu yük yüklenirken söz konusu
Suriyeli çocuklar olunca Hükümet bir şeyler yapmak gayreti içerisine
girmektedir. Gerçi şaşırmayalım biz bu duruma sağlık alanından alışığız.
Ak Parti Hükümeti Devlet hastanelerinde tedavileri bedava yapılan
Suriyeli mültecilere yıllardır harcadığı milyarları bütçeye yük görmezken
GSS olarak bilinen Genel Sağlık Sigortası Tescil ve Prim Borçlarını
ödeyememiş binlerce vatandaşlarımız hakkında icra takipleri başlatmıştır.
Bir Hükümetin kendi vatandaşına çok gördüğü hizmeti , ülkesini tehdit
eden ekonomik, demografik ve sosyal bir soruna dönüşen mültecilere

vermesi anlaşılır bir durum elbette değildir. Anlaşılan şudur ki Hükümetin
mülteci sorununu çözmek gibi bir niyeti ve isteği bulunmamaktadır.
Buradan Hükümetimize sesleniyorum; bu fırsatı kaçırmayın. Devletimizin
dış ilişkilerini düzenlerken kişisel yakınlık yahut husumetlere göre değil
ülkemizin ve milletimizin menfaatlerine göre hareket edin. Hazır Esad
vatandaşlarını affedeceğini taahhüt altına almışken Suriyeli misafirlerimizi
insani koşullarda ülkelerine gönderin. Zira bu misafirlik artık haddinden
fazla uzamıştır.

Yunan botlarının sahilimize çıkması


Yine basın sayesinde öğrendik ki Komşumuz Yunanistan rahat
durmamakta, 23 yıllık Ak Parti iktidarında işgal ettiği bir kısım Ege
Adalarından cesaret buluyor olmalı ki Yunan Botları kıyılarımıza kadar
girip sahillerimizde seyredebilmektedirler. Geçtiğimiz gün vuku bulan bir
Yunan Botunun Datça sahilimize kadar girme cüreti bunun örneklerinden
biridir.
İzmir’den, Yunan’ın denize döküldüğü yerden Hükümetimize
sesleniyorum. Bu konuda Yunan Devleti’ne en yüksek perdeden tepki
gösterilmeli, Dışişleri Bakanlığımızca Yunanistan’a derhal nota
verilmelidir. Kıyı egemenliğimiz Milli egemenliğimizin bir parçasıdır.
Milli egemenliğimize kasteden her kim olursa olsun haddi ve hududu
bildirilmelidir.

Körfez kirliliği

Bir İzmirli olarak yerel gündemimizdeki en önemli konu elbette, körfezde
yaşanan kirlilik sorunu. İzmir’de yaşayan her birey dışarı çıktığında kesif
bir koku ile karşılaşmakta. Günlerdir önüne geçilemeyen bu kokunun tek
bir nedeni vardır. Körfezde yaşanan evsel ve endüstriyel kirlilik.
Körfez tamamen ölme tehlikesi yaşarken ilgili makamlar çözüm
arayacaklarına birbirlerini suçlayarak konuyu yine siyasi şova
döndürüyorlar.
Büyükşehir Belediyesi Çevre ve şehircilik Bakanlığını, Bakanlık
Belediyeyi suçluyor. Üzerine emsali görülmemiş cezalar kesiliyor.
Öte yandan Sayın Erdoğan; yönetiminde Ak Partinin olduğu Kocaeli
Büyükşehir Belediyesine destek verip temizlendiğini unutmuş olacak ki
İzmit Körfezini emsal gösterip İzmir körfezini kötülüyor.
İzmir’e uygulanan bu çifte standarttır. Yeter artık. Bir İzmir’li olarak
buradan hem Çevre Şehircilik Bakanlığına hem Büyükşehir Belediyesine
hem de Sayın Erdoğan’a soruyorum
İzmir gavur toprağı mı ki Bakanlık Körfezin kurtarılması için Belediyeye
ceza kesmek yerine çözümün bir parçası olmuyor? Size oy vermediği için
cezalandırmaya daha ne kadar devam edeceksiniz?
İzmir Büyükşehir Belediyesi ne zaman siyasi iktidar ile kısır tartışmalara
son verip asli görevi olan şehrimize hizmet yükümlülüklerini yerine

getirecektir? Kendi partilerinden olan bir önceki dönem Büyükşehir
Belediye Başkanının da sorduğu gibi 6 ayda körfez nasıl bu hale
gelmiştir?
İzmir ne zaman iktidar ve ana muhalefet partisinin birbiri ile kavga ettiği
şehir olmaktan çıkıp ödediği vergisinin karşılığını alabilen, hizmet
alabilen, sorunlarının çözüldüğü, vatandaşının rahat yaşayabildiği bir şehir
olacaktır.
Artık kimse bahane duymak istemiyor; İzmir için hizmet istiyor. Kısır
çekişmeleri bırakıp, İzmir’in mavi körfezine hak ettiği değeri geri
kazandırmanın zamanı geldi de geçiyor.

Bu itibarla tüm taraflara çağrıda bulunuyorum. Siyaset değil, çözüm
kazansın! Biz elimizi taşın altına koymaya hazırız. Gelin uzmanların bu
konudaki çağrılarına kulak verin. Körfez acil önlem alınmaz ise ölüyor.
Bakanlık, Belediye, üniversiteler, uzmanlar bir araya gelerek acil
önlemleri belirlemelidir. Yoksa çok geç kalınacaktır.
İzmir gündeminde bir diğer önemli konu, ne yazık ki geçtiğimiz ay
şehrimizi etkileyen ve ciğerlerimizi yakan orman yangınlarında etkilenen
alanların Cumhurbaşkanı imzasını taşıyan bir karar ile orman sınırları
dışına çıkartılmış olmasıdır. Bu durum doğal olarak bu alanların imara

açılarak yeni rant alanlarının yaratılacağını düşünüyor. Oysa olması
gereken yanan alanların en kısa süre içerisinde ağaçlandırılarak yeniden
orman vasfını almasının sağlanmasıdır.
Birilerinin kazancı uğruna şehrimizin talan edilmesine göz
yummayacağımızı ve bu sürecin takipçisi olacağımızı bir kez daha
buradan belirtiyorum.