Dünyanın en aktif 2. Deprem kuşağı (Alp-Himalaya) üzerinde yer alan Türkiye’nin, büyük bölümü Anadolu levhası üzerinde yer almaktadır. Kuzeyde Avrasya levhasının sınırlarını da teşkil eden Kuzey Anadolu Fay Zonu(KAFZ), tarih boyunca büyük ve yıkıcı depremlere sebep olmuştur. Cumhuriyet Döneminde meydana gelenler; 1924 Erzurum Depremi(6.8), 1930 Hakkari Depremi(7.2), 1939 Büyük Erzincan Depremi(7.9), 1942 Niksar Depremi(7.0), 1943 Tosya-Ladik Depremi(7.2) 1944 Bolu-Gerede Depremi(7.2), 1966 Varto Depremi(6.9), 1976 Van-Çaldıran Depremi(7.5), 17 Ağustos 1999 Gölcük-Kocaeli merkezli Marmara Depremi ve onun tetiklemesi ile meydana gelen 12 Kasım 1999 Düzce Depremi(7.2) , 2011 Van Depremi(7.2). bunlardan başlıcaları.
Bunlar arasında 12 Kasım 1999 yılında meydana gelen Düzce depremine biraz mercek tutacağım. 12 Kasım 1999 Cuma günü saat 18.57’de Richter ölçeğine göre 7,2 olan deprem, yaklaşık 30 saniye sürdü. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın doğuya doğru uzanan bölümünde meydana gelen kırılma sonucu, Düzce merkezli büyük bir deprem yaşanmış ve bölgedeki birçok ilçe ve şehirde büyük yapısal hasarlar oluşmuştu Dönemin yetkili kurumu (mülga)Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezinin açıklamasıyla; 845 kişinin öldüğü, 4.948 kişinin de yaralandığı bildirilmişti. Depremde yaklaşık 20 bin binada farklı ölçülerde hasar meydana gelmişti.
1999 Depremlerinin 2. Olan Düzce depreminin 25. Yılında, ülkenin birçok yerinde irili ufaklı anma etkinlikleri düzenlendi. Ancak bunlar arasında İzmir Kent Konseyi Afetler Çalışma Grubu tarafından 12 Kasım 2024 günü düzenlenen anma ve farkındalık etkinliği, oldukça dikkate değerdi. Düzenleyicileri arasında pek çok STK ile birlikte İZ-AFED Derneğimizin de aktif rol aldığı etkinlik, yerel basına da haber olarak yansıdı. “25. Yılında Düzce’den–İzmir’e Deprem Gerçeği” adıyla düzenlenen multidisipliner etkinlikte; Jeoloji Mühendisi B.Murat Demir, İnşaat Y. Mühendisi M. Burak Paksoy ve Elektrik-Elektronik Mühendisi Zeki Demir konuya dair mesleki bilgi ve deneyimlerini, İzmir Depremi ile ilişkilendirerek paylaştılar. İzmir Büyükşehir Belediyesi AKOM Merkezinden görevlilerin “Acil İzmir” mobil uygulamasını tanıttığı etkinlikte, son konuşmacı olan tiyatrocu Filiz Özyurt, “afet bilincini topluma tiyatroyla anlatmak” başlığında bir konuşma yaptı. Özyurt, görev aldığı “HAZIR MIYIZ?” Oyununun, afetlere hazırlıkla ilgili doğru sanılan yanlışlara mizahi açıdan ele aldığını, güldürürken, düşündürüp öğrettiğini örneklerle anlattı.
Düzce’den – İzmir’e Gelince:
Bilindiği üzere kentimiz İzmir, 1.Derecede deprem bölgesinde yer almakta olup, 13 ile 17 aktif fay hattının bulunduğu bir bölgede kurulmuştur. Bu fayların 7 büyüklüğüne kadar deprem üretme potansiyelinin olduğu jeoloji mühendisleri ve bilim insanları tarafından da dile getirilmektedir. Tarihler boyunca birçok depreme uğrayan İzmir, son olarak 30 Ekim 2020 tarihinde Sisam Depremiyle sarsılmış ve 117 canı kaybetmişti. Deprem anında yıkılan ve ölümlere sebep olan binaların çoğu, Bayraklı ilçesinde oldu. Bu depremden sonra mağdurlar tarafından, yıkımlarda müşterek ve müteselsil sorumlulukları bulunanlara davalar açıldı. Bu davalar, çoğunlukla mağdurlar lehine sonuçlanmaktadır. Depremlerin sebep oldukları hasar ve kayıp, bilinenin çok daha fazlasıdır. Ölümler, yaralanmalar, yıkılan binalar, hasar görenler, evsiz kalan insanlar, psikolojisi bozulanlar, hayat düzeni alt üst olanlar, yaşadığı semti terk etmek zorunda kalanlar gibi daha bir çok sosyo-ekonomik yıkımlar ve sosyo-psikolojik travmalar yaşanmaktadır.
Özünde (yer altında cereyan eden) bir doğa olayı olan depremin, afete dönüşmesi ise, (yer üstündeki) insanların bilinç. tutum ve seçimlerinin sonucudur. Bunun için tek çare; planlı kentleşme, afetlere dirençli yapılar, sağlıklı bir çevre ve elbette tüm bunları gerçekleştirmek üzere afet bilinçli bir toplum gerekiyor. İşte bu gerçeğin bilinciyle depremi ciddiye almalı, bir doğa olayı olarak kalması için de toplumsal farkındalığı artırmalıyız. Çünkü her şey farkında olmakla başlar.
Afetsiz , sağlıklı günler dileğiyle…
Servet Ertaş
YORUMLAR