Menemen Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk ve irtikap soruşturması kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan Serdar Aksoy katıldığı bir canlı yayında CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan hakkında ağır iddialarda bulunarak, “Tuncay Özkan, Kanal Türk’ü FETÖ’ye satan bir adamın Cumhuriyet Halk Partisi gibi bir partiden nasıl milletvekili olur, olabilir mi böyle bir şey ? Aslında ilk önce bu soruyu sormak lazım. İzmir’deki belediyelerin büyük bir kısmı Tuncay Özkan’ın emir komuta zinciri içerisinde hareket ediyor. İzmir’de birçok yer rant anlamında Tuncay Özkan’a açıldı. Aslında benim anlatmak istediğim şu Türkiye siyasetinde finansmanın nasıl sağlandığı bunu CHP içeresinde yapan şahıs Tuncay Özkan’dır. Bu finansmanı sağlarken Özkan öncelikle bizzat kendi çıkarını ön planda tutuyor. Öyle bir rezil siyaset var ki Türkiye’de son genel seçimlerden sonra süreci, neler yaşandı gördük. Şimdi ki geldiğimiz noktada benim anlattığım en önemli nokta şu; Necip Hablemitoğlu bizim bir değerimizdir. Türkiye’deki aydınlanma devrimini savunan aydınlardan biridir. Haplemitoğlu’nun cinayet zanlısıyla ortak iş yapan CHP’li bir milletvekili var. Bu kişi de Tuncay Özkan” demişti.
Bu iddialar sonrasında Tuncay Özkan sosyal medya hesabından sessizliğini bozarak, Serdar Aksoy hakkında zehir zemberek açıklamalarda bulundu.
Özkan şunları söyledi:
“Hırsızlıktan dolayı partimizden atılan ve Menemen Belediye Başkanlığı’ndan uzaklaştırılan Serdar Aksoy’un iftiralarının tamamı yalandır. İstinaf mahkemesi hırsızlıktan aldığı cezasının arttırılması için nitelikli zimmet suçunun araştırılmasını istemiştir. Berat ettiği beyanı da yalandır. Bu dolandırıcıyı ve iftiralarını bana sormadan haber yapanlara acıyorum. Kınıyorum. Aksoy’u hayatımda iki kez gördüm ve hiçbir zaman baş başa görüşmedim. Biri başkanlık kulisi için odama Deniz Demir ve Hasan Ünal ile geldiğinde, diğeri de makamında çok kalabalık bir toplulukla. Kendisini hiçkimse ile tanıştırmadım ve hiçbir görüşmede yanında bulunmadım. Hangi milletvekillerini kolladığı, kimlerle nerelere gittiği, kimlerin isteğiyle bana iftira ettiğini de sonunda itiraf edecektir. Seyrek’in yağması için hangi milletvekilleriyle haritacıların ofisinde Ankara’da Çukurambar toplantısını, İzmir’de Bayraklı toplantısını yaptığını, kimlerle pazarlık ettiğini ad ad anlatacaktır. Bugün itibariyle avukatlarım davalarımızı açmıştır.
HALKIMA SÖZ VERİYORUM
HTS kayıtları kimlerle ne haltları yediğini ortaya çıkartacaktır. Adımı böylesine iğrenç bir iftiracının ağzına düşüren alçaklarla da her zeminde hesaplaşacağım. Seyrek’ten kimlerin arazi aldığını araştırıp açıklayacağım. Hayatımda bir kez gitmediğim, görmediğim altı tarihi eser, üstü doğal sit olan bu alanın satışını AKP belediyesi yaptı. Arazileri kime sattı? 4 milyar lirayı kimler kazandı? Bu alanı yağmalatanlar kimler araştırıp tek tek ortaya koyacağım. Hangi partiden olduğuna bakmaksızın. Halkıma söz veriyorum.”
İşte o paylaşım: