CHP Konak Gençlik Kolları, “Basın öne eğilmesin, Özgür basın susturulamaz” başlığıyla İzmir Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Cevat Eren, CHP Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi, CHP Konak Gençlik Kolları Başkanı Okan Uslu ve belediye meclis üyeleri katıldı. Gençlik kolları üyeleri göz ve ağızlarına siyah bant takarak basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıları protesto etti.
CHP Konak Gençlik Kolları Başkanı Okan Uslu’nun okuduğu ve Türkiye’de basına yönelik baskıların vurgulandığı açıklama şöyle:
“YANDAŞ MEDYA YILLARDIR 3 MAYMUNU OYNUYOR”
“Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ 27 Haziran’da tutuklanmıştı. 50 dakikalık bir yayından cımbızlanarak alınan sözler, Yanardağ’ın tutuklanmasına neden olmuştu. Biz aynı Merdan Yanardağ’ın da söylediği gibi bu davanın şahsi olmadığını biliyoruz. Bu dava anayasa tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının ortadan kaldırılmaya çalışılmasıdır. Merdan Yanardağ geçtiğimiz günlerde tahliye edilirken mahkeme başkanı, basın ve ifade özgürlüğünden yana olduğunu söyleyip bir tür özür dileyerek kararı açıkladı. Olabilecek en alt cezayı verdiler. Biz bu senaryoları yıllar önce vizyonda izlemiştik oysa ki. İşte bu gördüğünüz son 20 yılda yaşanılan zulümlerden yalnızca bir tanesi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından hazırlanan 2022-2023 Basın Özgürlüğü Raporu’na göre son bir yılda en az 96 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı, 43 gazeteci sözlü olarak tehdit edildi, 97 gazeteci gözaltına alındı ve 32 gazeteci tutuklandı. Bunun yanı sıra 4 bin 148 habere ve 46 haber sitesine erişimin engellenme kararı verildi. 682 haberin tamamının veya bir bölümünün ise içerikten çıkarılmasına karar verildi. Eğer bu arkadaşlar da yandaş medya gibi sussalardı, bugün gözaltına alınmış veyahut tutuklanmış olmazlardı. Yandaş medya yıllardır 3 maymunu oynamaya devam ediyor. Yarattığı suni gündemlerle toplumun algısıyla oynuyor, gerçeklerin üstünü örtüyor.
“İKTİDARIN FARKLI SES VE RENGE TAHAMMÜLÜ YOK”
Türkiye’de gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle cezaevinde tutuluyor. Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplumumuz haber alma hakkını, ülkemiz de demokrasisini kaybediyor. 14-28 Mayıs seçiminin somut sonuçlarını görmeye başladık. İlk önce Merdan Yanardağ daha sonra Ayşenur Arslan. Daha 3 gün önce Serhan Asker havaalanından gözaltına alındı. Bir diğer hukuksuz karar da Gezi davasına geldi. Bu karar aslında aynı gazetecilerin tutuklanması gibi topluma bir gözdağıydı. İktidarın daha baskıcı ve otoriter bir yola savrulduğunun işaretleri. Farklı bir sese, renge tahammülleri yok. Bu gözaltılar, tutuklamalar, yargılamalar aslında tüm bu sesleri bastırmak için yapılıyor. Ama biz her yerden sesimizi çıkarmaya, anayasa tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz. Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği ifade özgürlüğü kadar değerli bir şey yoktur ve demokrasi fikirlerin özgürce konuşulduğu topraklarda yetişir.
“TÜRKİYE’YE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ GETİRECEĞİZ”
Öncelikle 2024 Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde birçok il ve ilçede iktidar olarak yerelde özgür basını güçlendireceğiz. Daha sonra yapılacak ilk genel seçimde Türkiye’ye tekrardan basın özgürlüğünü getireceğiz. Buradan sadece yazdığı köşe yazısı için 3 yıl 9 ay ceza Barış Pehlivan’a, Akbelen’de orman katliamını gündeme getiren yurttaş habercilerine ve Türkiye’nin dört bir yanında baskılara rağmen doğru haberi halka ulaştırmak isteyen tüm basın emekçilerine selam olsun! Yaşasın özgür basın, özgür basın susturulamaz!”
“GAZETECİLERİN HAYATINDAN ÇALINAN HER BİR DAKİKA ÜLKE TARİHİNDE KARA BİR LEKE”
Basın açıklamasının ardından CHP Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi de söz aldı. AKP iktidarı boyunca ifade ve basın özgürlüğüne, gazetecilerine yönelik baskıların arttığına dikkat çeken İlgazi şunları söyledi:
“Yandaş medyaya ve gördükleri baskıya rağmen kalemini satmayan, gerçekleri olduğu gibi yazan, yayınlayan, halka doğru haber verme konusunda özen ve mücadele gösteren gerçek basın emekçilerimizin demir parmaklıklar ile baskı altına alınmasını ve insan haklarına aykırı olarak tutuklanmasını asla kabul etmiyoruz. Yaratmaya çalıştıkları baskıcı ve zulüm ortamının daima karşısındayız. Uzun gözaltı ve tutuklama süreleri sonrası ‘pardon’ denilerek serbest bırakılan gazetecilerimizin hayatından çalınan her bir dakika, ülke tarihimize kara bir leke olarak geçmektedir. Gazeteciliğin suç sayılmadığı, demir parmaklıklar yerine özgür kalemlerin hüküm süreceği yarınları hep birlikte inşa edeceğiz. O aydınlık günlere ulaşıncaya kadar ifade özgürlüğü ve özgür basının arkasında dimdik durmaya devam edeceğiz.”