İYİ Parti İzmir Milletvekili ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Ümit Özlale, açılışı sessiz sedasız gerçekleşen İzmir Şehir Hastanesi’ne ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özlale açıklamasında, “Sayın Erdoğan’ın ‘hayalim’ dediği şehir hastanelerinden olan İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, rant ve talan uğruna vatandaşlarımızın sağlığının nasıl hiçe sayıldığının utanç vesikası olarak kapılarını açtı” dedi.
Açılışı defalarca ertelenen İzmir Şehir Hastanesi, geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız açıldı. ‘İzmir’in sağlık üssü’ denilen hastanenin açılmasının ardından tartışmalar hareketlendi.
Son olarak İYİ Parti İzmir Milletvekili ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Ümit Özlale, sosyal medya hesabından çarpıcı bir yazı yayınladı.
İŞTE O AÇIKLAMA
“İzmir’de hepimizin gözü önünde bir sağlık skandalı yaşanıyor!
İzmir’de 10 yıldır inşaatı süren 8 kez açılış tarihi verilip açılamayan İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, Sağlık Bakanı’nın bir sosyal medya paylaşımıyla apar topar açıldı.
Sayın Erdoğan’ın ‘hayalim’ dediği şehir hastanelerinden olan İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, rant ve talan uğruna vatandaşlarımızın sağlığının nasıl hiçe sayıldığının utanç vesikası olarak kapılarını açtı.
Bu açılış, #İzmir’imizde bir dizi sağlık skandalını birlikte getirdi. Doktorundan personeline, hastasından esnafına kadar herkes mağdur olmuş durumda. Gelin bu skandallara beraber bakalım:
Sağlıkta değişik bir dönüşüm olarak doktorsuz hastaneler: İzmir Bozyaka ve Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nde görevli doktorlar ve personeller bir gecede Bayraklı Şehir Hastanesi’ne çekildi. Doktorlara ve personele “resmi tebligat olmaksızın” Bayraklı Şehir Hastanesi’nde görevlendirildikleri bildirildi. Ertesi gün hastanelere randevularına gelen hastalar doktorsuz bir hastane buldu! Hastalar, muayenene olamadan ve tedavilerini yaptıramadan hastanelerden ayrılmak zorunda kaldı.
Köle yerine konan doktorlar: Bu iki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde göstermelik olarak asgari sayıda sağlık personeli bırakıldı elbette. Az sayıdaki doktorlar nöbetlerini devredemiyor, molasız uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalıyor. Kalan doktorlar böyle çalışmaya nasıl dayanacak, bu iş bilmezlik daha ne kadar sürecek?
Kaderine terkedilen hastalar: Şehir Hastanesi’nde de hastalar kapıda kaldı. Şehir Hastanesi’nde bazı bölümlerde randevu verilen hastalar, burada da doktor bulamadı. Dâhiliye bölümünün koridorunda uzun kuyruklar oluştu, doktor olmayışına ilişkin ise herhangi bir açıklama yapılmadı. Hastalar buradan da tedavi olamadan ayrıldı.
İflasa mahkûm edilen esnaf: Atıl hale getirilen hastanelerin çevresindeki esnaf kan ağlıyor. Sadece Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin çevresinde tam 11 eczane var. Medikaller, gözlükçüler ve diğer esnaf da cabası. Şimdi hepsi kepenklerini indirmemek için direniyor.
Orada bir hastane var uzakta: Şehir Hastanesi, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 20 km uzakta. Toplu taşıma deseniz, her şey gibi o da “kervan yolda düzülür” mantığıyla düşünülmemiş. Hastaların ulaşamadığı, şehrin trafiğini alt üst eden bir hastane düşünün.
Maraba yerine konulan inşaat işçileri: Şehir Hastanesi’nin inşaatında çalışan işçiler, kötü çalışma koşulları ve ödenmeye maaşları için defalarca eylem yaptı, iş bıraktı. Emekçinin hakkı da alın teri de daha en başından yok sayıldı.
“Sıfır” hastanede güçlendirme çalışması: Şehir Hastanesi’nin açılışı, TeknoFest etkinliğine katılacak olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz ay sonu yapılacaktı. Ancak 10 yıldır inşaat sürecinde olan yeni yapılmış hastanenin tabanı çöktüğü için açılış bir kez daha ertelendi. Evet, yanlış okumadınız. Yeni yapılmış, “sıfır” hastane.
Rant, rantı getirecek: Şehir Hastanesi’ne aktarılarak kapatılan hastanelerin, depreme dayanıklı olmamaları nedeniyle taşındığı iddia edilmişti. Şehrin en merkezi yerlerinde ve ticari getirisi yüksek imar alanlarında yer alan bu hastane yerleşkeleri depreme karşı güçlendirilerek yeniden vatandaşların hizmetine açılacak mı? Yoksa Şehir Hastanesi’nin rantı açlıklarını bastırmadığı için yeni rant alanları yaratmaktan çekinmeyecekler mi? Cevabını hepimiz biliyoruz.”