İZSU Genel Müdürlüğü, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nden zehirli gaz salındığı iddialarının bazı sosyal medya hesapları üzerinden gündeme getirilmesi üzerine kamuoyuna açıklama yaptı. İZSU’dan gelen açıklamada; zehirli gaz salımı iddialarının temelsiz olduğu, zaman zaman Çiğli bölgesindeki kötü kokunun arıtma tesisinden değil bölgede yer alan Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde solvent bazlı üretim yapan fabrikalardan gelebileceğini, bu durumun OSB yönetimince de bilindiği, çözüm için de belirli bir takvim üzeninde anlaşıldığına yer verildi.
İZSU Genel Müdürlüğü, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nden zehirli gaz salındığı iddialarının bazı sosyal medya hesapları üzerinden gündeme getirilmesi üzerine kamuoyuna açıklama yaptı.
İZSU’dan yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
“Sosyal medya üzerinden yayın yapan bazı hesaplardan paylaşılan Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nden zehirli gaz salımı olduğu yönünde mesnetsiz iddialar kamuoyunda yanlış bir algının yayılmasına sebep olduğundan kamuoyunu aydınlatmak üzere açıklama yapma gereği doğmuştur.
Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi, İzmir’in atık suyunun yüzde 70’ini arıtması yönüyle kentin, atık su arıtma hizmetleri açısından bel kemiğidir. Tesis bu hayati rolü sebebiyle İZSU Genel Müdürlüğü’nün sürekli denetimi altındadır. İZSU, her yıl tesiste bakım, onarım ve revizyon çalışmalarını yürütmektedir.
Cumhuriyet’in 100. Yılında İZSU’dan 100 Proje kapsamında tesisin genel revizyon projesi devam etmektedir. Bu çalışmaların İZSU’ya maliyeti 200 milyon lira olmuştur.
Bunun yanında Yaşayan Körfez gibi büyük bir projenin, kilit unsurlarından biri olan Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Faz inşaatının temeli Haziran ayında atılmış olup, maliyeti 600 milyon liradır. Tesiste gerçekleştirilecek diğer yatırımların maliyeti 2 milyar 600 milyon lirayı bulmaktadır. İZSU Genel Müdürlüğü’nün, İzmir için olmazsa olmaz olan bu tesis üzerinde titizlikle durduğu, tesise yapılan yatırımlardan da anlaşılacağı üzere su götürmez bir gerçektir.
İzmir yıllar sonra koku probleminin yaşanmadığı bir yaz geçirmiştir. Hemşehri İletişim Merkezi (HİM), ALO 185 ve diğer kanallar vasıtasıyla İZSU’ya iletilen koku şikâyetleri yüzde 90 oranında azalmış iken ‘zehirli gaz gibi’ asılsız iddiaların ortaya atılması en hafif tabirle bu başarıyı gölgelemekten başka bir amaç taşımamaktadır.
İZSU Genel Müdürlüğü, kaynağı ne olursa olsun koku ile mücadelesini her alanda sürdürmektedir. Dere yatak ve ağızlarında periyodik olarak yürütülen dip tarama çalışmaları, Körfez’de sığlaşmanın önüne geçecek temizlik çalışmaları, galeri mecra temizlik çalışmaları ve son olarak İZSU personelinin yerin 8 metre altında “Büyük Kanal” üzerinde büyük özveri ile yürüttüğü çalışmalar, koku ile mücadelenin İZSU için ne kadar önemli bir mesele olduğuna işaret etmektedir.
İZSU, 2019 yılından bu yana 3 bin kilometreden fazla bir hatta dere temizliği gerçekleştirmiştir, çalışmalar da 1 milyon 500 bin ton atık ve yabancı malzeme dere yataklarından ve ağızlarından uzaklaştırılmıştır.
İZSU; 11 milyar TL yatırımla İzmir’i özlediği Körfez’e ulaştıracak Yaşayan Körfez projesi kapsamında 260 kilometre yağmur suyu hattı imalatını tamamlamıştır. 4 milyar 900 milyon lira maliyetle bin 200 kilometre kanalizasyon hattı imal edilmiştir. Tüm bu yatırımlar İzmir’in kronikleşen koku sorunu çözmeyi amaçlamakta ve başarılı olmaktadır.
İZSU Genel Müdürlüğü koku ile ilgili Atatürk Organize Sanayi Bölgesi yönetimi ile solvent bazlı üretim sebebiyle kokuya sebep olan fabrika yöneticileri ile de görüşmüş, taraflar kokuyu asgari düzeye indirecek önlemler konusunda uzlaşıya varmıştır. İZSU yönetimi, Temmuz ayında İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne yaptığı başvuru ile AOSB’de solvent bazlı üretim yapan fabrikaların denetlenmesini talep etmiştir. İZSU koku ile mücadelede rol oynayacak tüm yetkili mercilerle görüşmekte ve bütün paydaşları elini taşın altına koymaya davet etmektedir.
Hal böyle iken sosyal medya hesapları üzerinden yayılan bu mesnetsiz, temelsiz ve asılsız iddialar; büyük bir özveri ile gece-gündüz demeden İzmir’in kokusuz bir yaz geçirmesi için mücadele eden İZSU personelinin azmine, emeğine yayılan bir saygısızlık olarak değerlendirilmiştir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”