Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Servet Ertaş

Afetlere Dirençli Kentler ve İki Ana Unsuru

Son yıllarda pek çok kişi, kurum ve çevrenin sıkça ifade ettiği “afetlere dirençli kent” sözü, o kentin muhtemel afetlere karşı hazırlıklı ve dayanıklı olması anlamında kullanılır. Afetlere hazırlıklı olmak ise iki temel şarta dayanır. Birincisi afetlere dirençli yapılar, ikincisi ise afetlere dirençli bir toplum. Birincisinde binaların deprem başta olmak üzere tüm afet tiplerine karşı dayanıklı olması ifade edilirken, ikincisinde ise toplumun afetlerle ilgili konularda yeterince eğitimli, bilinçli ve organize olmuş halinden söz edilir. Her ikisi de birbirinden önemli unsurlardır. İkincisi ile başlayarak ele alalım.


Afetlere dirençli toplum neden önemlidir?
Afet bilinci edinmemiş ve farkındalık düzeyi düşük toplumlar; afetlere hazırlık konusunda son derece isteksiz, eylemsiz ve tedbirsiz tutumlar sergiler. Deprem başta olmak üzere doğa olaylarının afete dönüşmesini kadere-kısmete bağlayarak, bu konuda riski azaltıcı hiçbir çabayı göstermez, buna gerek de duymazlar. Afet öncesi-esnası-sonrasına dair hiçbir doğru davranışı önemsemez ve sergilemezler. Eğitim ve kültür düzeyi düşük toplum ve ülkelerde afetlerin sebep olduğu yıkım ve zarar, eğitimli ve uygar toplumlara göre çok daha fazladır. İşte bu noktada afet bilinci ve farkındalık eğitimlerinin önemi ortaya çıkıyor. Bu eğitimlerin de yüzeysel, göstermelik ve kısır ezber düzeyinden kurtarılarak, davranış değişikliği yaratacak niteliğe çıkarılması, hayatın gerçekleriyle bağdaştırılması gerekiyor.

Afetlere Dirençli Yapılar

Afetlere dirençli yapılar konusuna gelince, bu konuya daha geniş bir pencere açmak gerekiyor. Çünkü bu konu daha teknik bir konu olup, bütüncül bir planlama gerektirir. Ülkemizde binaların afetlere karşı dayanıksız oluşu, bina yapım sürecinde standartlara ve yönetmeliklere uyulmamasından kaynaklanıyor.


Binalar Afetlere Karşı Nasıl Dirençli Hale Getirilir?

Şehircilik ilkelerine uygun planlama ile başlanarak, yapılaşmaya uygun zemine doğru yapı tipi projelendirilerek, mühendislik hizmetlerinden faydalanılarak, doğru malzemeler ile fenni usullere uygun işçilikle yapılacak binalar, yapılış amacına uygun şekilde ve deforme etmeden kullanıldığı takdirde, afetlere karşı daha fazla dayanıklılık gösterebilir. Afetlere karşı güvenli yapı inşa süreci, inşaatın başlamasından, binanın kullanıma açılmasına kadar geçen tüm aşamaları kapsar.


Yapı Stokunu Afetlere Dirençli Hale Getirme Seçenekleri
Olası afetler karşısında büyük can ve mal kayıplarını önlemenin en önemli yolu güvenliği yetersiz olan binaların güçlendirilmesi, ya da yıkılıp yeniden inşa edilmesinden geçiyor. Bu süreçler bazen birbirlerinin alternatifleri olarak da görülmektedir. Bu iki süreç, birbirinden farklı olduğu gibi, bu iki sürecin uygulamada kendine özgü sorunları ve farklılaşan çözüm önerileri bulunmaktadır. Binaların güçlendirilmesi için 634 nolu Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre kat maliklerinin 4/5’inin kabul etmesi gerekirken, 6306 sayılı yasaya göre ise bir binanın kentsel yenilemeye girebilmesi için kat maliklerinin 2/3’ünün kabul etmesi gerekmektedir. Bu durum, binaların yenilenmesinin, güçlendirmesine oranla daha kolayca kararlaştırılmasına olanak tanımaktadır. Kentsel Yenileme, kamuoyunda kentsel dönüşüm olarak da adlandırılmaktadır.


Kentsel Dönüşüm
Kentin bir bölümünün veya büyük bir kısmının hazırlanan projelere dahil edilerek, mevcut yapı stokunun yenilenmesi, iyileştirilmesi ve geliştirilmesi çalışmalarına verilen addır. Başka bir anlatımla kentsel dönüşüm; altyapıların güçlü hale getirilmesi ve yaşam kalitesinin artması amacıyla kentlerin fiziki, sosyal ve ekonomik yapısını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu hizmet riskli binaların yenilenmesi, çevre düzenlemeleri ve yeşil alanların arttırılması gibi altyapı projelerini de kapsamaktadır. Başka bir tarifte ise; kentsel gelişmenin toplumsal ekonomik ve mekansal olarak yeniden ele alındığı ve kentteki sorunlu alanların sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesi için yıkıp yeniden yapma, canlandırma, sağlıklaştırma veya yeniden yapılandırma için proje üretilmesi ve uygulama yapılmasıdır.


Peki kentsel dönüşüm toplumda yeterince anlaşılmış ve itibar görmüş müdür? Kentsel dönüşüm süreci neden bu kadar yavaş ilerliyor? Büyük oranda eski, plansız ve kaçak olan İzmir’in yapı stokunu, muhtemel afetlere karşı dayanıklı hale getirmek mümkün mü? Bir sonraki yazımızda bu sorulara cevap arayacağız.. Şimdiden yeni yılınız kutlu olsun.


Sağlıklı ve dengeli bir çevrede, afetlere dirençli kentlerde, insanca koşullarda yaşamak umuduyla; herkese esenlikler diliyorum.


Servet Ertaş 29.12.2024

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER