CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Dr. Cemil Tugay, İzmir Sanayici ve
İş İnsanları Derneği’nin (İZSİAD) ‘Çarşamba Toplantısı’na katıldı. Başkan Tugay,
Bayraklı Şehir Hastanesi’ne ulaşımı rahatlamak amacıyla monoray yapılacağını
belirterek, “Bir monoray fikri var aklımda. Olursa Türkiye’nin ilk monorayı
olacak. İzmir’e de yakışır” dedi.
Karşıyaka Belediye Başkanı ve CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Dr.
Cemil Tugay, İZSİAD tarafından geleneksel hale dönüştürülen Çarşamba
Toplantısı’na katıldı. Bayraklı Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’ndeki
buluşmada Tugay’ın yanı sıra İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Cengiz,
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP Konak Belediye Başkan Adayı Nilüfer
Çınarlı Mutlu, CHP Gaziemir Belediye Başkan Adayı Ünal Işık ile çok sayıda iş
insanı da yer aldı.
Dr. Tugay, İzmir’in dört bir yanında yaşadığını belirterek, “Çocukluğum
Balçova’da geçti. Ege Üniversitesi’nde okudum. Buca’da yaşadım, Yeşilyurt
Devlet Hastanesi’nde, Tire Devlet Hastanesi’nde çalıştım. Tire, Bayındır, Kiraz ile
ilgili birikimim var. Karşıyaka Devlet Hastanesi’ndeki görevime geldikten sonra
burada yaşamaya devam ettim. Siyasete başladığım yer burası oldu. Bazı özel
hastanelerde çalıştıktan sonra serbest hekimlik yaptım. Belli noktadan sonra
belediye başkanı oldum. İzmir’i gerçekten çok iyi tanıyan biriyim. Belediye
başkanlığı döneminde de katılımcı yönetim anlayışını uygulamaya çalıştım”
dedi.
Kentin ulaşım sorununa değinen Tugay, Bayraklı Şehir Hastanesi’ne ulaşım
konusunda yaşanan trafik sıkışıklığı için monoray projesinin gündeminde
olduğunu söyledi. Tugay, şöyle dedi:
“Bu konuya dair çalışmalarımız sürüyor. Bir otoyol var arada, otoyol olduğu için
otoyol ile ilişkili bir yol açmak gerekiyor. Teleferik projesi yapılmış, uygulanabilir
ama toplu ulaşım için ne kadar uygun olduğunu tam kestiremiyorum. İlk bakışta
iyi bir çözüm gibi gelmiyor. İkinci Çevre Yolu Projesi var onunla ilgili İzmir
Büyükşehir Belediyesi tünel mesafesinin uzun olduğu ve bağlantı yollarının
hatalı olduğuna dair görüş bildirmiş Bakanlığa. Bakanlığın biraz ağır işleyişi var,
o çevre yoluyla bağlantılı bir yol yapılabilir. Daha hızlı bir çözüm için Bayraklı’nın
içinden oraya ulaşan bir yol ihtiyacı var. Farklı bir fikir geliştirme düşüncesindeyim, fizibilitesi yapılmalı. Bir monoray fikri var aklımda. Olursa
Türkiye’nin ilk monorayı olacak.”
“İZMİR’E YAKIŞIR”
Daha önce Fuar İzmir ile Havalimanı arasında monoray çalışmasına dair bir
projenin yapıldığını ancak bunun hayata geçirilmediğini söyleyen Tugay,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biraz maliyeti yüksek bir iş olabilir ama yine de bunu yapmaya değer. İzmir’e
de yakışır. İlk elden karayolunun Bayraklı’dan giden yolun genişletilmesi
düzenlenmesine dair düşüncelerimiz var. Orta vadede monoray fikri var. İkinci
Çevre Yolu açılması ve oraya bağlanması gerekiyor. Ulaşım planlamasını
öğretim üyelerimizle konuşmaya devam edecek ve kısa zamanda çözüm
üreteceğiz. Üzüldüğüm nokta bu hastane yapılırken bunların önceden
düşünülmemiş, planlanmamış olması. Bir doktor olarak tıp camiası da aynı
fikirdedir. Bu kadar büyük hastane komplekslerinin doğru olduğunu
düşünmüyoruz. Şehrin her yerinden insanların tek noktaya toplanmasının doğru
olmadığını düşünüyoruz. Belediye eliyle Eşrefpaşa Hastanesi’nin ruhsatını
kullanarak bazı çözümler üretmek niyetindeyiz. Organize sanayi bölgelerinde
işçi sağlığı, çalışan sağlığı ile ilgili bazı tıp merkezlerimiz olabilir.” diye konuştu.
“BU ŞEHRİN SORUNLARINI DAYANIŞMA İÇERİSİNDE ÇÖZECEĞİZ”
Belediyeyi özel sektörün de katılımıyla karşılıklı bir güvenle yönetmek istediğini
vurgulayan Tugay, şunları söyledi:
“Geçen 5 yıl içerisinde bunu bir ölçüde kırdığımızı düşünüyorum. 5 yıl önceki
bakış açısı ile bugünkü bakış açısı arasında ciddi fark var. Eğer bugün bu salonda
iş dünyasının temsilcisi olup da belediyeleri kendisinin dışında, zorunlu sebepler
olmadıkça iletişim kurulması gerekmeyen bir yapı olarak gören varsa hata
yapıyor. Lütfen bu düşüncesini değiştirsin. Bu şehrin sorunlarını çözerken
mutlaka dayanışma içerisinde olunması gerekiyor. Mutlaka şeffaf bir iletişim ve
ortak çözüm arama anlayışı içerisinde olmamız lazım. Bunu sağlayamazsak
yerimizde saymaya, hak ettiğimizin gerisinde kalmaya devam ederiz.”
“3-4 NOKTADA KOMPOST TESİSİ KURACAĞIZ”
Önemli ve büyük projelerde Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ile
ilişki kurulacağını, İzmir’in dünya ile finansal bağlantısının sağlam olacağını
anlatan Tugay, “Çöplerimiz Harmandalı’na vahşi depolama ile dökülüyor.
Dünyanın bütün çağdaş şehirlerinde çöp yakma tesisi var. Biz de yapacağız. Az
atık üreterek yaşadığımız bir şehir olmalı. Bunun kültürel çalışmasını yapmak
zorundayız. Bir şekilde atığımız az olacak. Ama bunun çok değerli bir kısmı var.
Organik atıklar en değerli atıklarımız. Bunu komposta dönüştürüp, doğal
ortamlarda toprağı besleyecek şekilde kullanmak benim en önemli
projelerimden biri olacak. Bu şehirde 3 veya 4 noktada kompost tesisi
kuracağız. Geniş kapsamlı bir çalışma olacak. Geriye kalan atıkları yakacağız.
Böylece elektrik üreterek tesisin kendini finanse etmesini sağlayacağız” dedi.
“KENT OLARAK İTTİFAK YAPALIM”
İhtiyaç duyulan tüm kaynakların bu kentte olduğunu anlatan Tugay, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Yeter ki bu kaynakların var olduğunu görelim ve bunları ortak kullanma
konusunda bir mutabakat içerisinde olalım. Kent olarak ittifak yapalım, hep
birlikte karar verelim. İçimizdeki değerli insanları siyasi görüşlerine göre, etnik
kökenlerine, inançlarına göre ayrıştırmadan, zenginliği ve refahı hep birlikte
sağlayacağımız, sonra da adil olarak bunu dağıtacağımız bir sistemi kuralım.
Kararlı şekilde çalışılırsa varılabilecek bir hedef. Yüzümüzü önce Ege Bölgesi’ne
döneceğiz. Şehrin bu potansiyelinin doğru kullanmasını sağlayacağız. Kapım her
zaman size açık olacak. Kenti kurullarla, komitelerle yöneteceğiz. Süreç dinamik
olacak, belli kurallara bağlı kalmayacağız. İzmir’i önce kendi içerisinde bir
harmonisi, dengesi, uyumu olan bir kent haline getireceğiz. Bütün ilçeleri ile
sadece CHP’li siyasetçilerden bahsetmiyorum, tüm siyasetçilerle aynı masada
oturup çözüm için konuşacağız.”
BAŞKAN TUGAY’DAN RAKİBİNE ‘KARABAĞLAR’ ÇIKIŞI
Tugay, kente 2050 vizyonu çizmek gerektiğini, bunu kalkınma belediyeciliğini
etkin kılarak yapacaklarını dile getirerek, kentsel dönüşümde yetkinin
Bakanlıkta olduğu Karabağlar’daki 540 hektarlık alanı hatırlattı ve şöyle dedi:
“Bu trenin lokomotifi ben olacağım. Bu şehir bunu hakediyor. Herkes İzmir’in
gözünün içine bakıyor. Üzerimize düşeni yapacağız. Yüzümüzü önce Ege
Bölgesi’ne sonra Türkiye’nin diğer bölgelerine ve dünyaya döneceğiz. İzmir’in
önümüzdeki 25 yılını 2050’ye kadar olan sürecini planlayacağız. Bütün bunları
yaparken kalkınma belediyeciliğini de bu şehirde planlayacağız. Bu sürecin
sonunda İzmir başka kimsenin eline bakmadan, kimsenin kararına ihtiyaç
duymadan, kendi dinamikleri ve kendi aklıyla kalkınmasını gerçekleştirebilecek.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamı ne İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin ne başka belediyenin, ne de CHP’nin neden olduğu bir durum
değil. Bu duruma sebep olanlar, ülkeyi bu hale getirdikten sonra ‘Biz İzmir’de
harikalar yaratacağız’ ifadesini kullanmamalılar. Kentsel dönüşümün ideal ortağı
olarak İzmir halkına takdim ediyorlar. Ama önümüzde Karabağlar örneği var.
Yetkinin tamamen Bakanlıkta olduğu 540 hektarlık alanda kentsel dönüşüm için
bekleyen riskli alan var. 12 yıldır bekliyor. Önümüzdeki 5 yılda ‘İzmir’de
mucizeler yaratacağız’ diyorlar ama neden Karabağlar’daki bu alanda bir tane ev
yapamadıklarını açıklamaları gerekiyor. Yetki ve sorumluluk tamamen
Bakanlıktaydı. Karabağlar Belediyesi onlara engel olabilecek hiçbir şey yapmadı.
Bunu yapamayanların önümüzdeki 5 yıl İzmir’e neyi vaat ettiklerini anlamakta
güçlük çekiyorum.”
KARANTİNA’YA MARİNA, SAHİLEVLERİ’NE PLAJ
Dr. Tugay, Karantina’da marina, Sahilevleri’ne halk plajı yapacaklarını dile
getirerek, “Burada insanların denize girebileceğini biliyoruz. Körfezi
temizleyecek projelerimizden sonuç alacağız. Bittiği zaman insanlar
güneşlenecek ve denize girecek. Böyle bir şehir olacak İzmir. Ticari hayatı,
sosyal hayatı daha güçlü olacak. Çiftçisi daha çok üretecek. 2050 yılında bir sürü
yerde su bitmiş olacak ama İzmir’de bitmemiş olacak. Buna benzer çalışmalarla
ben 1-2 sene içerisinde halkımızın üzerindeki karanlık bulutların kalkacağına,
güneşli güzel günlere kavuşacağımıza inanıyorum. İzmir’e ve sizlere çok
güveniyorum. Umudunuzu tazelerseniz, çocuklarımız için çok iyi bir iş yapmış
olacaksınız.”
“KÜLTÜRPARK’I YEŞİL ALAN OLARAK DEĞERLENDİRECEĞİZ”
Tugay, Kültürpark’ın yeşil alan olarak korunacağını vurgulayarak, “Betonlaşmayı
olabildiğince kaldırmayı düşünüyorum. Kent olarak tartışmamız gereken bir şey
var, insanlar eski haline dönsün diyorlar. Benim de sizin de çok güzel anılarınız
var. İzmir Fuarı’nın geleceği ile ilgili tartışmaya ihtiyacımız var. Kitap Fuarı gibi
etkinlikleri orada yapmaya devam ederek yapılandıralım diyorum. Yeni bina
olmayacak, gereksiz beton yapılar kalkacak, yeşil dokusu kalacak. İnsanların
daha çok kullandığı spor, sosyalleşme alanları olacak. Ticari alan olmasını doğru
bulmuyorum” dedi.
“DEMOKRASİNİN SESİNE SES OLMAYA ÇALIŞTIK”
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak Çarşamba Toplantısı’na ilk kez başkan
olarak katıldığını belirten Hüseyin Cengiz, yerel seçimlere kısa bir süre kaldığını
anımsattı. Cengiz, “İZSİAD bir vicdan örgütüdür. Buradaki arkadaşlarımızın
kocaman yürekleri var. Bizler bu kent için çalıştık, çalışıyoruz. Demokrasinin
sesine ses olmaya çalıştık. Kötü ekonomik gidişe yerelden nasıl bir itiraz olabilir
diye düşünüp, bunlar üzerinde projeler yapmaya çalıştık” dedi.