Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

CHP KADIN KOLLARI NARİN İÇİN SORDU : “ NEDEN SUSTUNUZ? ”

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe köyümde öldürülen be katili hala bulunamayan Narin
için, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanlığı öncülüğünde, 81 ilde eş zamanlı
basın açıklaması yapıldı.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe


İzmir’de CHP İzmir Kadın Kolları İl Başkanı Zahide Kurun’un CHP İzmir il başkanlığında yaptığı
açıklamaya, İl Kadın Kolu Yönetim Kurulu ve MYK üyeleri katıldı.
Kurun açıklamasında “Soruyoruz, 120 haneli köyde 3 savcı ile Narin’e ne olduğunu, nasıl
öldürüldüğünü açıklamayan, her şeyi halktan saklamayı düşünmüş olanlara soruyoruz:
NEDEN SUSTUNUZ?” sözlerine yer verdi. Kurun açıklamanın tamamında şunları ifade etti;
BİZ SİZİN YERİNİZE UTANIYORUZ
Bizler, CHP Kadın Kolları İzmir İl örgütü olarak, tüm il ve ilçe örgütlerimizle, üyelerimizle, sivil
toplum örgütlerinin temsilcileriyle, duyarlı tüm vatandaşlarımızla, bugün burada 22 yılın gün
gün bizi sürüklediği, yüreğimize, vicdanımıza ağır gelen, kabul edemediğimiz bir vahşet için
toplandık. Narin’imizi vahşi bir cinayet sonucu kaybettik. Narin için günlerce ağlayan,
mezarına notlar bırakan, onu tanımasa da yüreğinde hisseden ve yaşatan, günlerdir her
cümlesinin ya başı ya sonu NARİN olan 7’den 70’ye tüm kız çocuklarının ve kadınların başı sağ
olsun.
Bu vahşetin gelişinin nasıl olduğunu biliyoruz maalesef. “’Bir kereden bir şey olmaz’’,
‘’küçüğün rızası var, bağırsaydı sesi duyulurdu’’ diyen bu anlayışın bugün geldiği noktanın
mimarlarına sesleniyoruz:
Dün, çocuklara yönelik istismarları araştırmayı reddederek bugün Narin’i, Leyla’yı, Hazal’ı,
Zeynep’i kara toprağa mahkum etmekten utanmıyor musunuz? 2016 yılından bu yana
kaybolan çocuklara ilişkin verilerin olmayışından, bu verileri gizlemekten utanmıyor
musunuz? Biz sizin yerinize de UTANIYORUZ! Ve, sessiz bir şekilde seyirci kalanların yerine
uykusuz geceler geçirip “çocuklarımızı nasıl koruyacağız?” diye düşünüyoruz.
Son 2,5 yılda toplam 3364 çocuk önlenebilir sebeplerle hayatını kaybederken, oturduğunuz o
koltuklar bir kez bile sizi rahatsız etmedi mi?
Adalet Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında çocuk istismarı suçundan açılan dava sayısı 31
bin 216’dır.
Türkiye İstatistik Kurumu, 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuğun kaybolduğunu
açıkladı, sonrasına dair, son 8 yıldır kaybolan çocuklara dair ise veri paylaşılmıyor. Görüldüğü
üzere Türkiye’de kayıp çocukların sayısı sır gibi saklanıyor. Sadece 2023 yılında çocuk
istismarı nedeniyle yargıya geçen dosya sayısı 66 bin.
NARİN’İMİZ, HEPİMİZİN TÜM KAMUOYUNUN BASKISI İLE 19 GÜN SONUNDA BULUNDU.
Soruyoruz, 120 haneli köyde 3 savcı ile Narin’e ne olduğunu, nasıl öldürüldüğünü
açıklamayan, her şeyi halktan saklamayı düşünmüş olanlara soruyoruz: NEDEN SUSTUNUZ?

2
19 gün o bedeni ruhunuz nasıl taşıdı? “Sizin vicdanınıza ağır gelmeyen ama yıllardır öldürülen
yüzlerce çocuğun failini, içini boşalttığınız yargıya teslim etmemek için mi sustunuz?
Yıllardır anlamadınız; Canın ve Vicdanın siyaseti olmaz! Çocukların canı üzerinden siyaset hiç
olmaz!
Bu haykırışlarımız siz vicdan sahibi olun diye değil, halkımızdan çalınan adaleti teslim edin
diye. Sizlere ağır gelen o koltuklardan siz kalkıncaya kadar, kayıp çocuklarımızın tek tek
hesabını soruncaya kadar buradayız!
Narin tek örnek değil ama son olsun diye mücadelemiz.. Küçücük çocuklarımıza yaşatılan ve
faillerinin cezasız kaldığı kabuslar bitmiyor. Çünkü, yarattığınız cehennemde o küçücük
bedenler yanıyor.
Narin kızımızın hayattan vahşice koparılışının sebebine ve suçlularına henüz ulaşılamamışken
Tekirdağ’dan gelen haberle sarsıldık. Sıla bebeğin öz annesinden şiddet görmesi, üvey babası
ve komşu çocuklarının istismarı sonucunda hastanede entübe halde olması hepimizi kahretti.
2 yaşında sadece 2!
Türkiye’de çocuk cinayetleri ve istismarları, kadın cinayetlerinde olduğu gibi politiktir. Aileyi
ve cinsiyetçi tahakkümü kutsayarak kadınların ve çocukların kurban edildiği bu sistem, bu
şiddetin, bu cinayetlerin asıl nedenidir.
İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı kanunu hedef alan, bu ülkenin kadınlarına ve kız
çocuklarına “yaşam” yerine “ölüm”ü reva gören zihniyetle mücadelemiz sonuna kadar
sürecektir.
Buradan sesleniyoruz: İktidara geldiğimizde ilk işimiz, İstanbul Sözleşmesini tekrar yürürlüğe
sokmak ve 6284’ü gerektiği gibi uygulamak olacaktır.
Çocuklarımızı hayattan koparan, katleden bu karanlık ve vahşi zihniyetteki faillerin
bulunması, olayların ardındaki tüm gerçeklerin açığa çıkarılması ve faillerin en ağır cezaları
alması için titizlikle ve sağduyu ile dava dosyalarını Kadın Kolları Genel Başkanımız Sayın Asu
Kaya önderliğinde takip edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.