İlk mektup, “Nasıl İyileşeceğiz?” başlığıyla, parasız, laik, bilimsel eğitimin önemi, köy okullarının yeniden açılması, Yatılı Bölge Okulları’nın (YBO) yeniden canlandırılması ve köylerde sağlık ocaklarının tekrar işlevsel hale getirilmesi gerekliliğine vurgu yapıyor. Prof. Dr. Ayşe YÜKSEL, eğitim ve sağlık alanlarında atılacak bu adımların çocuklarımızın geleceği açısından kritik olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca, köy okullarının kapatılması ve çocukların taşımalı sisteme mahkum edilmesi gibi sorunların acilen çözülmesi gerektiğini belirtiyor.
Prof. Dr. Ayşe YÜKSEL, ayrıca şunları söyledi:
“Biz ÇYDD olarak, ‘Ben okula gitmek istiyorum ama ekonomik koşullarımız yetersiz’ diyen her çocuğu eğitim bursu ile desteklemeye çalışıyoruz. Başta kız çocukları olmak üzere, okul dışında kalan hiçbir çocuk kalmasın diye uğraşıyoruz. Bu mektubumu okuyan herkese sesleniyorum; çevrenizde okul çağında olup okula gidemeyen kız çocuğu varsa, en yakın ÇYDD şubesine başvurarak kızımızı bursla tanıştırmasını istiyorum. Kızlarımız evde kalmamalı, öğretmenleri ve arkadaşları ile okul binasında olmalı.”
Milli Eğitim Bakanı, Sağlık Bakanı ve Aile Politikaları Bakanı’na da seslenen Prof. Dr. Ayşe Yüksel mektubunu şu sözlerle bitiriyor:
“Bilimsel, Laik, Çağdaş, Kamusal ve Karma Eğitim şart. Bu sağlandığı takdirde yaşadığımız acılar son bulacak, inanıyorum. Biz el ele verirsek, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün hayali olan çağdaş ülke seviyesine ulaşırız. Hadi o zaman!”
İkinci mektup, “Anne ve Babalara Çağrı” başlığıyla, velilere hitap ediyor. Prof. Dr. YÜKSEL, Milli Eğitim Bakanlığı’nın dinselleştirilen müfredatlarını eleştirirken, yeni müfredatın matematik, mühendislik ve bilim gibi önemli disiplinleri dışlayarak çocukları analitik düşünceden uzaklaştıracağını vurguluyor. Ayrıca, ÇEDES Projesi gibi laiklik ilkesine aykırı uygulamalara karşı velilerin dilekçe vererek çocuklarını bu projelere dahil etmek zorunda olmadıklarını hatırlatıyor. Bunun yanında, ücretsiz sağlıklı okul yemeğinin önemine dikkat çeken YÜKSEL, çocukların sağlıklı beslenme ihtiyacını karşılamanın, büyüme ve okul başarısındaki kritik rolünü vurguluyor. MEB’in bu uygulamadan vazgeçmiş olmasının yarattığı olumsuz etkilerin giderilmesi gerektiğini ve velilerin bu konuda da mücadele etmelerini ifade ederken, ailelere şu sözlerle sesleniyor:
“Halkın sesi, gücü çok değerli, sizler de çocuklarınızı içinde yaşadığımız 21. yüzyılın gereksinimleri doğrultusunda yetiştirmek istiyorsanız, bu konuda duyarlı, hakkını arayan anne ve babalar olmalısınız.”
ÇYDD İzmir Şube Başkanı Onur ERTÜRKAN, ÇYDD Genel Başkanının çağrısını şu sözlerle destekledi:
“Genel Başkanımızın çağrıları, çocukların daha çağdaş, daha güvenli bir geleceğe sahip olabilmesi için birlikte ve kararlı hareket etmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Narin ve Sıla kızlarımızın acısı daha dinmeden, yeni acıların yaşanmaması için, köyden kente kalkınmanın temeli olan parasız, laik, bilimsel ve karma eğitime tüm çocuklarımızın engelsiz erişimini sağlamak amacıyla adımlar atmalıyız. Bu konuda başta anne babalar olmak üzere, tüm halkımızı ve demokratik kitle örgütlerini birlik olmaya davet ediyoruz.”
ERTÜRKAN, açıklamasında ayrıca şunları vurguladı:
“İzmir Şubemiz, her yıl 1200’e yakın öğrenciye burs veriyor. İzmir’in dört bir yanında bulunan 4 Çağdaş Etkinlik Merkezi, 8 Çocuk Kulübü ve 1 Çağdaş Gençlik Merkezi ile her bir öğrencinin sosyal ve kültürel gelişimini destekleyen projeler gerçekleştiriyoruz. Ayrıca ailelere yönelik çalışmalar da yapıyoruz. Burs bağışı yapmanın yanı sıra gönüllü olmanın da büyük bir önem taşıdığını belirtmek isterim. Burs projeleri ve gönüllülük çalışmaları hakkında bilgi almak isteyenler, 0232-464 33 59 numaralı telefondan ya da [email protected] adresinden bizimle iletişime geçebilirler.”