CHP’li Yücel, meclis araştırma önergesinde şunları ifade etti:
Türkiye’nin ağır ekonomik sorunları var
Türkiye bugün ekonomik ve sosyal dengelerin alt üst olduğu, ağır ekonomik sorunları olan bir ülke haline gelmiştir. Türk lirası, döviz karşısında çok fazla değer kaybetmiş, enflasyon fırlamış, hayat pahalılığı günden güne daha fazla artmıştır. Ekonomik olarak yaşanan bu savrulma, gelir dağılımındaki adaletsizliği tetiklemiş, orta ve dar gelirli kesim hızla yoksullaşmıştır.
Bir ülkede, milli gelirin dağılımının adaletli olup olmadığı, uluslararası bir hesaplama yöntemi olan Gini Katsayısı ile ölçülmektedir. 0 ile 1 arasında değer alan Gini Katsayısı, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımının bozulduğunu göstermektedir. Herkesin aynı gelire sahip olduğu toplumlarda Gini katsayısı sıfır olurken, gelirin tamamının bir kişide toplanması durumunda Gini katsayısı 1’e çıkmaktadır. Türkiye’de 2013 yılında 0.400 olan Gini katsayısı, 2018 yılında 0.408’e, 2022 yılında ise 0.415’e yükselmiştir. Gini katsayısındaki bu artış, gelir dağılımındaki adaletsizliğin daha da derinleştiğini göstermektedir.
Dar gelirliler 10 yıl öncesinden daha yoksul
Ülkemizde, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan “Gelir ve Yaşam Koşulları” istatistiklerine bakıldığında, geliri artan tek kesimin, toplumun en zengin %20’lik kesimi olduğu göze çarpmaktadır. Bunun dışında kalan kesimlerin tamamının geliri düşmüştür. Gelir dağılımının son 5 yıldaki dağılımına baktığımızda; En yoksul %20’lik kesimin gelirden aldığı pay 2018 yılında %6.14 iken bu oran 2022 yılında %6.04’e düşmüştür. En zengin 20’lik kesimin gelirden aldığı pay 2018 yılında %47.58 iken 2022’de bu oran %48.01’e yükselmiştir. Son 10 yıla baktığımızda ise 2013 yılından en yoksul %20’lik kesimin gelirden aldığı pay %6.01, en zengin kesimin gelirden aldığı pay ise %46.6’dır. Yani toplumun dar gelirli kesimi 10 yıl öncekinden daha yoksuldur ve alım gücünde ciddi bir düşüş olmuştur. En zengin %20’lik kesim ise 10 yılda daha da varlıklı hale gelmiştir.
Emekli, memur ve işçinin maaşı eridi
Emekli ve kamu çalışanlarının maaşları döviz ve altın karşısında neredeyse yüzde 50 oranında erimiş, dolayısıyla alım güçleri de düşmüştür.
2013 yılında 923 TL olan en düşük emekli maaşı ile 485 dolar ve 11 gram altın alınabilirken bugün 7 bin 500 TL’lik emekli maaşı ile 278 dolar ve 4 gram altın alınabilmektedir.
2013 yılında, 1.904 TL olan en düşük memur maaşı ile 1000 dolar ve 23 gram altın alınabilirken bugün 20 bin 352 TL’lik en düşük memur maaşı ile 755 dolar ve 12 gram altın alınabilmektedir.
2013 yılında, 804 TL olan asgari ücret ile 423 dolar ve 10 gram altın alınabiliyorken, bugün de 11.402 TL olan asgari ücretle 420 dolar ve 6 gram altın alınabilmektedir.
Acilen tedbir alınmalı
Türkiye İstatistik Kurumu’nun, iktidarın baskı ve müdahaleleriyle sansürleyerek açıkladığı verilere göre bile son 10 yılda toplumun %80’i hızla yoksullaşmakta, işçi, memur ve emeklilerin alım güçleri düşmekte, gelir dağılımındaki makas her geçen yıl daha da açılmaktadır. Buna rağmen AKP iktidarı tarafından gelir dağılımındaki artan eşitsizliği durduracak bir ekonomi planlaması yapılmamaktadır. Oysa gelir dağılımındaki adaletsizliğin eğitimden sağlığa, barınmadan sosyal hayata kadar her alanda fırsat eşitliğini, birçok temel hak ve hürriyeti ortadan kaldıran ağır sonuçları vardır. Bu nedenle ülkemizde artan gelir adaletsizliğini engelleyecek tedbirlerin hızla alınması gerekmektedir.