Türkiye’nin yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları arasında yüksek potansiyeli bulunan Yeşil Hidrojen üretimi için gerekli elektrolizör yatırımları, iki yılı aşkın süredir ilgili mevzuatın oluşmasını bekliyor.
Enerji sektörü temsilcileri, 1 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe girecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) öncesinde, enerji yoğun sektörlerin karbon emisyonlarını azaltmada kritik önem taşıyan Hidrojen için, rüzgâr ve güneş enerjisinde başarıyla uygulanan YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları) modelinin uygulanmasını istiyor.
YOL HARİTASININ ÜZERİNDEN İKİ YIL GEÇTİ
Türkiye’de temiz enerji sektörünün en kapsamlı kümelenme adresi olan Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, 2023 yılı Ocak ayında yayınlanan “Ulusal Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası” ile Türkiye’nin Hidrojen’e verdiği önemi ortaya koyduğunu anımsattı. Ancak aradan iki yıldan fazla süre geçmesine rağmen, ilgili mevzuatın oluşturularak yerli ve yabancı sermayeli yatırımcılara ilan edilemediğini vurgulayan Kalaycı, “2030 yılına kadar 2 Gigavat (GW), 2035’e kadar 5 GW ve 2053’e kadar 70 GW elektrolizör kapasitesine ulaşmayı ulusal hedef olarak belirlemiş durumdayız. Bu hedefler çok önemli ve Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmasında kritik rol oynayacak. Zamanımız daralıyor. Bu noktada başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız olmak üzere tüm kamu otoriteleri ve mevzuat yapıcılardan talebimiz, güneş ve rüzgar enerjisinde uzun yıllardır başarıyla uygulanan Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nın (YEKA) Yeşil Hidrojen için de uygulanmasıdır. Bu model ile Yeşil Hidrojen üretimi için gerekli elektrolizör yatırımlarının, kademeli olarak yüzde 50 oranında yerli katkı ve Türkiye’de konuşlu şirketler kanalıyla gerçekleştirilmesi mümkün olabilecektir.” dedi.
ÜRETİM MALİYETİ 2030’A KADAR YARIYA DÜŞECEK
ENSİA bünyesinde Yeşil Hidrojen alanında uzmanlaşan şirketlerin de yer aldığını anımsatan Kalaycı, Türkiye’nin elektrolizör üretimine odaklanan bir ekosistemi daha fazla zaman kaybetmeden oluşturması gerektiğine işaret ederek, gelişmiş ülkelerde bu alandaki yatırımların hızla ilerlediğini belirtti.
Türkiye’nin bugün hayal gibi görünen “enerji ihracatçısı ülke” olabilmesinde Yeşil Hidrojen’in anahtar rol üstlendiğine dikkat çeken ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yeşil hidrojen, sadece temiz enerji üretimi için değil, enerji güvenlimizi sağlama, enerji yoğun sektörlerde karbon yakalama ve temiz enerji ihraç etme hedefimizde kritik işlev yükleniyor. Türkiye’nin bu alandaki zengin potansiyelini harekete geçirebilmek; doğru politikalar, yatırımlar ve işbirliklerine altyapı oluşturabilecek mevzuatımızın bir an önce hayata geçmesi gerekiyor. Bu çalışma YEKA destekleri ile birlikte kurgulanırsa, ülkemizin potansiyelinin farkında olan tüm yatırımcılara somut bir yol haritası sunabilir ve tüm dünyayı şaşırtacak bir hızla yol alabiliriz.
Dünyada geçen yıl tüketilen Hidrojen’in sadece yüzde 4’ü Yeşil Hidrojen’den oluştu. 520 Gigavat’a (GW) ulaşan global elektroliz kapasitesi ile Yeşil Hidrojen üretimi büyük ivme ile artıyor. 2030 yılında, bugünkü üretimin beş katına ulaşılması öngörülüyor. Bu, güneş enerjisinin en hızlı genişleme aşamalarında yaşadığı büyümenin bile çok üzerindedir. Ülkemizin zengin temiz enerji potansiyeli ve Avrupa’ya yakınlığı, potansiyel bir yeşil hidrojen ihracatçısı olabilmemizin de yolunu açıyor. Türkiye’nin kendi hidrojen tüketiminin de 2030’a kadar 1-1,5 milyon tona ulaşması bekleniyor.
Bugün Yeşil Hidrojen üretimi diğer temiz enerji kaynaklarına göre biraz daha yüksek maliyetli olarak görülse de Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporlarında, bu maliyetin 2030 yılına kadar bugünkü değerin yarısına düşeceği öngörülüyor. Yeşil Hidrojen’i bir enerji türü olarak değil, küresel bir ihtiyaç olarak görmemiz ve üretimden nihai kullanıma kadar tüm değer zincirine eş zamanlı yatırım yapmamız gerekiyor. Üretime, taşımaya, dağıtıma, boru hatlarına, nihai kullanıma, hidrojenle çalışan araçlara, dolum istasyonlarına ve onların altyapılarına yatırım gerekiyor. Bunun adı bir endüstriyel dönüşümdür. Hidrojen kullanan sektörlerde bu dönüşüm gerçekleşecek.”
DÜNYADA ÜRETİLEN HİDROJENİN %4’Ü “YEŞİL”
Dünyada yıllık 95 milyon ton Hidrojen üretilirken, bu üretimin sadece yüzde 4’ü Yeşil Hidrojen sınıfına giriyor ve yenilenebilir kaynaklardan üretiliyor. Üretimin kalan yüzde 48’i doğalgaz, yüzde 30’u petrol, yüzde 18’i ise kömür kaynak kullanılarak gerçekleşiyor.
Kömür kaynaklı hidrojen üretimi “Kahverengi Hidrojen” olarak adlandırılırken, doğalgaz kaynaklı üretilen hidrojen “Gri Hidrojen” olarak tanımlanıyor. Yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik kullanılarak sudan üretilen hidrojen ise literatürde “Yeşil Hidrojen” olarak adlandırılıyor.
Türkiye’nin ulusal hedefleri arasında Yeşil hidrojen üretim maliyetini 2035 yılında 2,4 USD/kgH2 ve 2053’e kadar 1,2 USD/kgH2 altına düşürmek yer alıyor.
YEŞİL HİDROJEN YATIRIMCISI KAMUDAN NELER BEKLİYOR?
Dr. Cemil Tugay, Kemalpaşa'da kurulan iftar sofrasında yurttaşlarla buluştu.
Protesto etmek amacıyla gösteri ve yürüyüş hakkını düzenleyen kitlelere yönelik polis müdahalesini “orantısız güç ve…
Halk, uzun süredir biriken öfkesini ve hayal kırıklığını sokaklara taşıdı.
İzmir Valiliğinden yapılan açıklamada Taksiciyi gasp eden Şüpheli şahıs gözaltına alınmış ve adli işlemleri devam…
İzmir Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından 17-23 Mart arası yapılan çalışmalarda ele geçenleri paylaştı.
Buca Belediyesi Ramazan ayının bereketini şehit aileleri, gaziler ve yakınları ile paylaştı.