Nöbetçi Eczaneler
Nalan Yazgan Röportajı sizlerle…
Hocam öncelikle merhabalar. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Türkiye’de Fen Lisesinde okurken burs kazanarak lise öğrenimine ABD’de devam ettim. Liseden mezun olduktan sonra burslu olarak North Dakota Eyalet Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği ve İşletme Ana dalı ile Siyaset Bilimi Yan Dalı okudum. Washington DC’de Center for Strategic and International Studies (CSIS) adlı düşünce kuruluşunda çalışırken “Genç Liderler Programı’na seçildim. Lockheed Martin Şirketinde, F-35 Joint Strike Fighter Projesinde Minnesota, Kuzey ve Güney Dakota’daki tedarik zincirinden sorumlu proje müdürü olarak görev aldım. Cummins Şirketinde Mühendis, 6 Sigma siyah kuşak ve yönetici olarak çalışırken ABD ve Çekya’da yaşadım. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım. Beyrut’a taşındıktan sonra yazı yazmaya tekrar başladım.
“İSRAİL’İN İRAN’A SERT BİR ŞEKİLDE SALDIRACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM.”
Bilindiği üzere gündemde İsrail’in İran’a nasıl bir yanıt vereceği veya verip vermeyeceği merak konusu… Siz neler düşünüyorsunuz?
-Bence İsrail’in İran’a vereceği yanıt sert olacaktır. Amerika’dan gönderilen yeni Hava Savunma Materyalleri de bunun göstergesidir. Burada asıl şuna dikkat etmek gerekiyor. Bütün bu gerilimleri arttıran aslında İsrail’dir. İsrail ilk olarak İran’ın Suriye’deki elçilik binasını vurmuştu. Ki bu durum uluslararası hukuk gereği savaşta bile kabul edilemeyecek bir şeydir. Bunun üzerine İran dron saldırısında bulunmuştu. Sonra İran’ın içinde Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniyye suikasta uğramıştı. Daha sonra Beyrut’ta Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Fuat Şükrü ve diğer üst düzey komutanlar suikast sonucu öldürüldüler. İran bu olaylar sonrası İsrail’e bir misilleme yaptı ki o misillemeyi de hemen yapmamıştı. Çünkü İran Cumhurbaşkanı, Gazze’de ateşkesin sağlanmasına dair BİR güvence aldığını belirtmişti. Fakat ne yazık ki ateşkes de gerçekleşmedi ve Gazze’de katliam devam ediyor.
Ben İsrail’in İran’a sert bir şekilde saldıracağını düşünüyorum. Bölgesel savaş tetiklene bilinir ama bölgede savaşı isteyen İsrail’dir. Ne Lübnan ne de İran savaş istemiyor fakat mecbur bırakılıyorlar.
“HİZBULLAH ORDUSU LÜBNAN ORDUSUNDAN DAHA DONANIMLI VE TÜCRÜBELİDİR.”
Hizbullah Ordusunu ve Lübnan Ordusunu kıyaslayacak olursak neler söylersiniz?
-Hem personel sayısı bakımından hem donanım bakımından hem teknolojik bakımdan hem de deneyim bakımından Hizbullah Ordusunun önde olduğunu söyleyebilirim. Çünkü Hizbullah daha önce Suriye’deki savaşta saha tecrübesi de elde etmiş bir ordu. İyi eğitim görmüş askerleri var. Özellikle Güneydeki Rıdvan Kuvvetleri’nin özel operasyon birlikleri oldukça tecrübeli ve donanımlıdırlar. Zaten İsrail’in Kara harekâtını başlattığı günden beri bu kuvvetler Lübnan’ı savunuyor ve çarpışıyorlar.
Lübnan Ordusunun bütçesi de çok kısıtlı. ABD’nin verdiği yardımlarla ayakta kalıyorlar. Dolayısıyla çoğu yönden imkânları kısıtlı… Hizbullah ise İran’dan yardım aldığı için çok daha iyi durumda.
“İSRAİL’İN BEYRUT’A KADAR GELSE BİLE UZUN SÜRE KALAMAYACAĞI AŞİKAR.”
Hizbullah 2006 yılında İsrail’e karşı galip gelirken bu sefer neden bu denli ağır kayıp yaşadı. Sizce İsrail’i tekrardan durdurabilecekler mi?
-Hava Savunması bulunmayan bir ülkeye İsrail çok rahat gelip bomba yağdırabiliyor ama Kara Harekâtı başlayınca savaşın seyri değişti. İsrail’de çok büyük kayıplar vermeye başladı. Zaten Hizbullah da bunu bekliyordu. Asıl hazırlıklı oldukları durum, bir Kara Harekâtı idi. Hizbullah Güney Lübnan’ı çok iyi biliyor, sahayı tanıyor, tünelleri var, özel eğitilmiş birlikleri var. Dolayısıyla İsrail askerlerine karşı hazırlıklılar. Hatta karşı taarruzda dahi bulunabiliyorlar. İsrail’in işi biraz zor. İsrail 2006 yılında da Beyrut’a kadar gelmişti ama sonradan çekilmek zorunda kalmıştı. Yine Beyrut’a kadar gelseler bile ne kadar süre kalabilirler? Asıl soru bu? Uzun süre kalamayacakları aşikâr…
Lübnan’ın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bir iç savaş bekliyor musunuz?
-Lübnan’ın geleceğini iyi görmüyorum. İç savaş olmamasını arzu ediyorum ama Lübnan’da çok hassas mezhepsel dengeler var. Eski yaralar var. Bu yaraları kanatmak için dış güçler ellerinden geleni yapıyorlar. Gelen kışkırtmalar sonucunda bu her zaman mümkündür.
İsrail’in geniş çaplı hedefi az çok biliniyor. Size göre sıradaki planı veya varmak istediği nokta, ulaşmak istediği hedef nedir?
-Lübnan’da Hizbullah unsurlarını yok etmek istiyor. Hem Gazze’yi hem de Lübnan’ın Güneyini insansızlaştırmak istiyor. Amacı sadece silahlardan arındırmak değil tamamen insansızlaştırmaktır. Maalesef herkes Lübnan’a yoğunlaşırken Gazze’de katliamlar da devam ediyor.
“TRUMP SEÇİLİRSE ORTADOĞUYU DAHA KÖTÜ GÜNLER BEKLİYOR OLACAK.”
5 Kasım da gerçekleşecek olan ABD seçimleri alınacak yeni kararlar sebebiyle dünyanın gidişatını değiştirecek mi yoksa seçimlerin ne boyutta sonuçlanacağı pek bir şey değiştirmeyecek mi?
-Ben Kasımdaki seçimlerin büyük değişikliklere gebe olacağını sanmıyorum Ama Trump seçilirse Ortadoğu’yu daha kötü günler bekliyor olacak. Trump da İsrail’i destekliyor Kamala Harris de İsrail’e olan desteğini açıkça belirtiyor. Her iki aday da İsrail’i daha çok sevdiğini göstermek için adeta yarışıyor. Dolayısıyla İsrail’i kim durdurabilir sorusu sorulduğunda bunun cevabı kesinlikle ABD değildir. Seçimlerin Ortadoğu’da değişiklik yaratacağını sanmıyorum. ABD koşulsuz bir şekilde İsrail’in kendini savunma hakkı ardına dayanarak İsrail’i askeri, ekonomik ve istihbarat yönünden desteklemeye devam edecektir.
Haber : Galip Önlü