GEDİZ NEHRİ ÖLMÜŞ, TEHLİKE SAÇIYOR!

İzmir körfezinin kirliliği, Balık ölümleri geçen yıl her gün konuşulmuştu. İzmir Büyükşehir belediyesinin aldığı önlemlerle yaz sonuna doğru biraz olsun toparlanan körfez bugün yapılan bir inceleme gezisiyle anlaşıldı ki Kirliliğin ana kaynağı “GEDİZ NEHRİ” olmuş.

Gediz Nehri Simsiyah olmuş!

İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarım, Orman ve Hayvancılık Komisyon Başkanı Selçuk Karakülçe, Komisyon Başkanvekili Erdal Karagöz ve Maltepe 75. Yıl Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Cihan Yıldırım’ın da katılımıyla, 13 Mart Perşembe günü Gediz Nehri’nde keşif gezisi gerçekleştirildi. Yapılan gezide, aynı zamanda birçok kuş türüne de ev sahipliği yapan nehrin dibinin siyah bir balçıkla çevrelendiği, belli bölgelerde suyun renk değiştirdiği gözlemlendi. 

Gediz nehrinin İzmir körfezi ile buluştuğu noktadan içlerine doğru yaptığımız gezi de körfezden ziyade, körfeze akan kolları inanılmaz halde. körfezin dibi ciddi bir balçık içinde ancak körfezden Gediz nehrini içlerine doğru gittikçe balçık tabakası daha da artmış duruma geliyor. Ağır bir koku ile Flamingoların bile yürümekte zorluk çektiği bir yer haline gelmiş. Kuşların içebileceği tatlı su kalmamış, bölge insanlarının elleri yara içinde kalmış, Gedizin suyu artık Asidik Ve zehirli bir hale gelmiş. Yakında korkarız ki Sanayilerin bu atıklarına engel olunmazsa Kuş Cennetinde TOPLU KUŞ ÖLÜMLERİ görebiliriz. Tabi bu işin sonu İnsanlara kadar gidebilir.

İzmir Büyükşehir Belediyesinin elinde sanayi firmalarını denetleme yetkisi yok, Bu nedenle Bakanlıklar harekete geçmeden Gediz tehlikesini önleme şansı yoktur!

Sanayi Bakanlığı, Çevre ve İklim değişikliği Bakanlığı, Tarım ve orman Bakanlığı herkese sesleniyoruz. LÜTFEN GEDİZ NEHRİNE MÜDAHALE EDİN!

Cihan Yıldırım: Herkes elini taşın altına koysun

“Ben de çiftçilikle uğraşıyorum. Bizim sıkıntımız sadece burasıyla ilgili değil. Manisa, Kütahya tarafından herkes Gediz’e boşaltım yapıyor. Şu an önümüzde bir kuraklık var. Biz buğdaylarımızı sulamaya uğraşıyoruz. Bu suya güvenip buğdaylarımızı sulayamayacağız. Çünkü ne olacağı belli değil. Geçen sene arkadaşlarımızdan bu suyu kullanan oldu ve kuruma yaşandı. Yağmura kaldı şansımız. Burası bereketli bir ova. Güden güne yok olup gidecek. Gediz Nehri’nde simsiyah bir su var.

Biz hiçbir şekilde hiçbir firmanın buraya su bırakmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu bahar aylarında biz nefes dahi alamıyoruz kokudan. Çok da mücadele ettik, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gittik, AK Parti İlçe Başkanlığı’na gittik. Herkes elini taşın altına koysun. Bu Eskişehir’in Porsuk Çayı nasıl düzeldiyse Gediz Nehri de aynı şekilde düzeltilebilir.” 

Tarım orman ve hayvancılık komisyonu üyesi Erdal Karagöz: Gediz kirliliği tahminlerden daha büyük

Menemen ovası Bürüt 240.000 dekar olup bu alanın yaklaşık 165.000 dekari Dsi tarafından sulanmaktadir.
Maalesef kuraklık nedeniyle bu rakama bir hayli aşağılara inmiştir.

Menemen ovası en büyük zararı Gediz nehri üzerine bulunan sanayi tesisleri ve yerleşim alanlarının Evsel atıklarından görmektedir.
Gediz yatağı üzerinde yaklaşık 126 adet işletme bulunmaktadır bunları tamamı atıklarını Gediz nehrine deşarj etmektedirler. Yapılan analizlerde ağır metaller bulunmakta bu suyu Menemen ovasında çiftçilerimiz TARIMSAL sulamalarda kullanmaktadır.

Sonuç olarak toprak yapısı bozulup çoraklaşmaya neden olmakta vede üründe verim kaybına uğranmaktadır

Gediz nehri kirliligi nedeni ile balıkçılık ve çiftçilik yapan kişilerde el ve ayaklarında dönem dönem çatlamalar ve yaralar oluşmakta. Sağlık üzerine büyük rahatsızlıklar yapmakta olduğu görülmektedir.

Diğer önemli bir konuda Kuş cennetinde bulunan yaklaşık 320 tür kuş türünün Gediz nehrinden tatlı su ihtiyacinin gidermesi idi. Maalesef bu kirlilikten dolayı kuş cennetinde bulunan kuşlar da nasibini almıştır. En büyük endişemiz, Kuş cennetinde bulunan kuşlarında sağlık sorunu yaşaması.

Menemen ovasında yaklaşık olarak İZSU ya ait İzmire içme suyu temin eden 28 adet artezyen kuyusu mevcuttur bunların ortalama derinliği 70-80 metre civarındadır. Gediz nehri kirligi nedeniyle bu kuyularında su kalitelerinde bozulmaların olabileceği endişe duymaktayız.
Gediz nehri yatağına yakın izsu ya ait içme şu artezyenindeki koku nedeniyle GÖRECE Köyü sakinleri içme suyunu kullanamamaktadir.

Bu nedenle Gediz nehrinde önce Balıklar, sonra kurbağalar ve şimdide hiç bir canlı barınamayacak hale gelmiştir.

Çevre şehir ve iklim değişikliği bakanlığı,Tarım Orman ve Hayvancılık Bakanlığı artık topu İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına değil, Gediz Nehrini üzerindeki 126 adet işletmeye hesap sorması gerekiyor. Bu işletmelere hesap soramıyorsanız bu yetkiyi belediyelere verin ki onlar hesap sorsun.

Ankara şunu iyi bilmelidir ki İZMIR KÖRFEZİNİ KİRLETEN ANA UNSUR GEDİZ NEHRİDiR.

Tarım orman ve hayvancılık komisyonu başkanı Selçuk Karakülçe: Körfez Nereden Kirleniyor

Bu havza İzmir ve Türkiye için çok önemli bir yer. Balıkçılık ve Tarım alanında Türkiyenin en önemli yerlerinden biri, Balıkçılık direk etkilenirken Tarım, bu alanın gediz nehrinden alınan sular ile sulanmasıyla ağır metaller sebzelerin içlerine giriyor. Ve bu sebzeleri bizler yiyoruz, Gediz havzası sadece bir su kirliliği değil her şekilde hayatımızı etkileyen faktörlerden biridir.

Gediz nehrinin geçtiği yerlerde sanayiler atıklarını nehre boşaltıyorlar, bunların kimi arıtılmış kimi ise doğrudan, herkes anlamalıdır ki “Gediz kontrol altına alınmadan, körfez temizlenmez”. Gediz’in çıktığı yerden buraya kadara bir kanalizasyon sistemi yapılarak uygun yerlerde arıtma yapılıp, gereken yerlerde bu su kullanılmazsa hiç bir şey olmaz.

Bu iş Siyaset Üstü: Gediz temizlenmeden Körfez temizlenmez!

Uzun yıllar Belediyelerimiz çok ciddi çalışmalar yapmışlar, ancak sanayilerin kontrolü Çevre bakanlığında olduğundan deşarjlarını kontrol edemiyor. Cemil başkan ve İzsu yetkilileri büyük emek sarfediyor. Ancak böylesine verimli topraklarda bu kadar denetimsizlik, Dedelerimizden emanet aldığımız toprakları çocuklarımıza ve torunlarımıza bu şekilde teslim edemeyiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ı davet ediyoruz

Van gölü Cumhurbaşkanımızın eşi himayesinde temizleniyor. Buradan sesleniyorum, davet ediyorum. Sayın Hanımefendinin himayesinde burayı da temizleyebilirler.

Hiç bir canlı artık Gediz de yaşamıyor “Kurbağa bile”
Son olarak bölgedeki çiftçiler adına söz alan Foça Ziraat Odası Başkanı Saim Demirbaş, suyun kirliliğini şöyle anlattı: “Turgutlu’ya kadar kısmen temiz su gidiyor. Ama Turgutlu’dan sonra önüne gelen bütün sanayi atıkları atıla atıla su kirletiliyor. Bu ovada her türlü mahsul yetişiyor. Zaten ciddi bir kuraklık var. Bundan dolayı da ekebileceğimiz bir tek buğday var. Ama bu suyla buğdayı suladığımızda buğday da olmayacak. Sulayamıyoruz korkudan. Buna devletimizin bir an önce çözüm bulmasını istiyoruz.

Çocukluğumdan beri burada çiftçilik yapıyorum. Kazançlar düştü, maliyetler arttı. Gediz, 5 sene önce böyle değildi. Burada birçok insan balıkçılıkla geçiniyordu. Şimdi kurbağa bile yaşamıyor. Suya elimizi soktuktan elimizi yıkamazsak duramıyoruz acıdan. Bu ovada üç mahsul ekiliyordu. Kuraklıktan dolayı bir mahsul iki mahsul belki. Ama bu suyun kirliliğinden dolayı bir mahsulü de yetiştiremez hale geldik.” 

Hüseyin Angıç: Gediz nehrinin kaybedecek hiç zamanı yok

Tuzçullu ve Çevre Sahil Köyleri Su Ürünleri Kooperatifi eski Başkanı Hüseyin Angıç da şu şekilde konuştu: “Gediz Nehri 50 yıl önce annelerimizin çamaşır yıkadığı, çay demlediği bir nehirdi. Ayrıca çentik tarlası olduğu da çok oldu. Tarım alanlarına verimi çok yüksekti. Ama şu an gördüğünüz gibi her gün biraz daha kirlendikçe bizler de bu kirli suyu ama tarımla ama balıkla bir şekilde iade ediyoruz.

Ege Bölgesi’nin gerçekten büyük bir gelir kaynağı deniz ürünleri. Bu bölge balık popülasyonunda yüzde bin değeri olan bir bölge. Denizde yaşayan canlılar, tatlı suya yakın yerlere gelir, larva bırakır. Onların kirli tuzlu suda oranı yüzde 2 – 3’lerdedir. Ama tatlı suya bıraktığı zaman yüzde 99’lardadır. Gediz, denizlere verdiği verimle, balıkları çoğaltmasıyla her yönüyle İzmir’e hayat veren bir nehir. Bir an önce genel müdürlüğümüz çare bulmalı. Şu an revize planı on yıla çıkarıldı ama Gediz Nehri’nin bir yıl daha bekleyecek zamanı yok.”