İYİ Parti’de, Koray Aydın’ın ardından Müsavat Dervişoğlu da kurultayın ertelenmesi yönündeki girişimlere karşı çıktı, “Kararın geri alınması mümkün değil” dedi. Öte yandan Dervişoğlu, Genel Başkanımız Meral Akşener hanımefendidir. Bu parti onun mücadelesiyle, emekleriyle, teriyle, bizlerin de yardımıyla kurulmuştur. Dolayısıyla elbette ki gönül arzu ediyor ki sayın genel başkanımızın liderliğinde olağan kongreye gitseydik. Ben herkesten fazla genel başkanımız Akşener’in görevine devam etmesini arzuluyorum. Ama ortada bir karar ve kararlılık var ve bunun artık fizikken mümkün olması söz konusu olamaz.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, partisini seçimli olağanüstü kongreye götüreceğini açıklamasından sonra adaylığını açıklayan İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu SÖZCÜ’den Saygı Öztürk’e konuştu.
Dervişoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
GERİ ALINMASI ZARARLI OLUR
Olağanüstü kongre kararı alınmasına ve bunu ilgili makamlara bildirilmesine rağmen genel başkanın böyle kritik bir eşikte partinin başında kalmasını isteyenler var. Milletvekili ve parti yöneticilerimiz bu düşüncelerini genel başkanla paylaşmak istediler. Bu masum kanaat birtakım beyanlarla birleştirilince bir spekülasyon oluşturuldu. Olağanüstü kongrenin geri alınması mümkün olmadığı gibi böyle bir durum ziyadesiyle zararlı olur.
” KAN KAYBI YAŞAMADIK “
Parti seçimden çıktı. Sanki bütün siyasi partiler bu seçimden umduklarını, beklediklerini buldular da İYİ Parti bir kan kaybı yaşamadı ki. CHP’den sonraki bütün partiler yerel seçimde ciddi bir sıkıntı yaşadı. Yani yüzde 1 oy alan parti bile geleceğimizle ilgili bize akıl veriyor. Ama bunlar siyasette hep olan şeyler. Projektörler İYİ Parti’ye yöneltilmiş durumda. Dolayısıyla onun içindeki alandan safiyet bataklığı çıkarmaya çalışıyorlar .
” KONGREMİZİ ELBET YAPACAĞIZ “
Partimiz olağanüstü kongresini yapacak. Takvimi uygun mu? Değil. Elbette tartışılır ama ne yapalım bu karar alınmış ve Seçim Kurulu’na bildirilmiş. Biz hepimiz bu partiye büyük emekler vermişiz. Koray Abi de büyük emekler sarf etti, ben de kendi çapımca büyük emekler sarf ettiğime inanıyorum. Tolga Bey’in de emeklilerine şahidim. Yalnız biz değil, bu partiyi kuran arkadaşlarımızın tamamı büyük emekler sarf etti. Ayrıca İYİ Parti’nin kuruluşu, Türkiye açısından da bir beklenti oluşturdu. Ama gerçek emek sahibi sayın Genel Başkanımız Meral Akşener hanımefendidir. Bu parti onun mücadelesiyle, emekleriyle, teriyle, bizlerin de yardımıyla kurulmuştur. Dolayısıyla elbette ki gönül arzu ediyor ki sayın genel başkanımızın liderliğinde olağan kongreye gitseydik. Ben herkesten fazla genel başkanımız Akşener’in görevine devam etmesini arzuluyorum. Ama ortada bir karar ve kararlılık var ve bunun artık fizikken mümkün olması söz konusu olamaz.”
DEMİREL GİBİ DAVRANIN MİLLETİN ÖZLEDİĞİ BU!
Bazı siyasi partilerin İYİ Parti’nin iç işlerine karışırcasına yaptıkları açıklamaları “art niyetli spekülasyon” olarak niteleyen Musavat Dervişoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ben pozisyonum icabı çok lider dinledim. Süleyman Demirel’le Erdal İnönü’nün kurduğu koalisyon hükümeti döneminde, SHP’de Deniz Baykal aday olmuştu. Demirel’e, gazeteciler yorumunu sorduğunda, ‘Hükümet ortağımızdır ama Erdal İnönü başka bir siyasi partinin genel başkanıdır. Başka bir siyasi partinin iç işlerine karışmak çok uygun bir davranış olmaz. Başka bir siyasi partinin içişlerine karışılmaz. Karışılması hatadır’ yanıtını vermişti. O süreçte Süleyman Demirel’in ve diğer liderlerin davranışlarını şimdiki mevcut liderlerden de beklerim. Milletin özlediği, beklediği de bu zarafettir.”
İYİ PARTİ ÜLKEYE GEREKLİ
“Çıktık bir yola” diyen, adaylığıyla ilgili yarın basına açıklama yapacağını belirten Dervişoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“İYİ Parti Türkiye’ye lazım. Siyasetin merkezinde yerini alması lazım, Türkiye’nin önünde önemli gündem maddeleri var. Yaşadığımız coğrafyanın ciddi jeopolitik sıkıntıları var. Türkiye’nin taşıdığı önemi bilen siyasetçilerin, söz sahibi makamlarda bulunması lazım. Türkiye bu stratejik ve jeopolitik konumuyla bulunduğu yerin hakkını veren bir biçimde yönetilmeye muhtaç. O sebeple herkesin ortak bir sorumluluk duygusuyla hareket etmesini diliyorum.”