Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ümit Özlale, İzmir Körfezi’nde kimyasal kullanıldığını iddia etti. Özlale açıklamasında, “Körfezin kokusunu gidermek için kimyasal kullanılıyor. Bunlar büyükşehirin faturalarında vardır. Zaten şu anda körfezde yaşaması gereken bir hayatın olmadığını biliyoruz. Bu koku meselesinde gerçekten büyükşehir belediyesiyle tartışmak yerine İzmirlinin takdirine bırakıyorum” dedi.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, İzmir milletvekili ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ümit Özlale, Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı.
Özlale’nin sorulara verdiği yanıtlardan öne çıkan satır başlıkları şöyle:
“BEN BİR İDDİA ORTAYA KOYMAK İSTEDİM”
Bu sürecin hızlanmasındaki sebeplerden biri benim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığını çok istiyorum. İzmir’i çok iyi yöneteceğimi düşünüyorum. Ben adaylığımın resmileşmesi konusunda genel başkanla konuştum. Sayın genel başkanımız Anadolu turuna başlamıştı. İzmir’e gelince hem teşkilatla buluştu aynı zamanda benim belediye başkan adaylığımı açıklamış oldu. İstanbul ve Ankara’da da yakın zamanda kendi adaylarımızı açıklayacağız. Ben bir iddia ortaya koymak istedim, adaylığım açıklandı. Bunu bir stratejik hamle olarak görmemek gerekiyor.
“ZAMANI İYİ KULLANMAK İSTEDİK”
Önümüzdeki dönemde AK Parti kamu kaynaklarını hoyratça kullanacak. CHP de belediye kaynaklarını kullanacak. İYİ Parti’nin Hazine’den aldığı yardım AK Parti ile CHP’nin kullanacağı kaynaklarının yüzde 1’i ancak vardır. Benim önümde 6 aylık zaman var. Son üç aya girince zamanı kullanmak istedik ve önceden hareket etmek istedik. Bizim şu anda güvendiğimiz iki unsur var. Bir tanesi önce açıklayıp, zamanı kullanmak. Bir diğeri adayların liyakati ve aday oldukları yere hakimiyeti, donanımı.
“BİLİYORUZ Kİ, İZMİR KAZANACAK”
Geçen sefer de söylemiştim Tunç Bey’e kendisine sevgi ve selamlarımızı yollayayım. Kendisiyle görüş alışverişinde bulunmuştuk. Kendisine sevgi ve saygım çok fazladır. Burada günün sonunda İzmir’de seçime gireceğiz, Tunç Bey’le yarışacağız. Siyasi ahlak, etik, üslup çerçevesinde ben Tunç Bey’i eleştireceğim, o da beni eleştirecek. Biliyoruz ki, İzmir kazanacak.
“İZMİR HAK EDİLDİĞİ ŞEKİLDE YÖNETİLMİYOR”
Ben İzmir’i daha iyi yöneteceğimi düşünüyorum. Belediyenin birkaç şeyini eleştirebilirim sizin ekranlarınızdan. İzmirliyim, burası benim büyüdüğüm, okuduğum yer. Yakınlarım olduğu yer. Daha iyi bir belediyeciliğin İzmir’de mümkün olduğunu düşünüyorum. İzmir’in çok temel problemleri var. Birincisi kentsel dönüşüm. Manisa’dan İzmir’e gelince sizi körfez karşılar. Alsancak, Kordon, Urla yarımadası, Çeşme. Şehrin çeperine gittiğinizde Karabağlar, Buca, Balçova’nın arka taraflarına gittiğinizde İzmir’in hak ettiği yönetimi görmediğini intibak edebiliyorsunuz.
“BANKMATİK MEMURLARININ İŞİNE SON VERECEĞİM”
Ankara’dan hak ettiği payı alamıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi kendi gelirini yaratacak adımlar atamıyor. Oysa dünyada iyi belediyecilik örneklerine baktığınızda belediyeler genel bütçeden aldıkları kaynak kadar kendileri gelir yaratabilirler. Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gelirinin yüzde 90’ı Ankara’dan geliyor. Burada büyükşehir belediyesinin 30 binden fazla çalışanı var. Burada istihdam fazlası olduğunu düşünüyorum. Son 5 yılda bankamatik memuru sayısının arttığını söyledim. Bankamatik memurlarının tespit edilip işten çıkarılması gerektiğini söyledim. O para İzmir’in parası. Benim babam işçi. Ben işçi çocuğuyum.
“YANLIŞ GÖRDÜKLERİMİ SÖYLEMEYE MECBURUM”
Siyasetteki birçok problemler aslında partiler üstü. Sadece problem Ankara’da var yerel yönetimlerde yok mu? Bugün belediyelere baktığınızda imar komisyonunda partilerin ortak hareket ettiğini görüyorsunuz. Benim eleştirim siyasi iklime. Neyi yanlış gördüysem onu söylemekle mecburum. İYİ Parti’ye gönül verenler işe sokulmuşsa, bankamatik memurlarını tespit edip, işlerine son vereceğim. Son 5 yıl içinde bu sayının çok fazla arttığını duyuyoruz. İşe alımlar yapılırken çok fazla liyakate dikkat edilmediği, o kişinin İzmir’li olup olmadığına dikkat edilmediği konusunda bilgiler var.
“İZMİR’E GÖÇ EDENLER İZMİR’İN HAS EVLADIDIR”
İzmir’de yaşaması kriter olur. İzmir’de yaşayan birisinin belediyeye alınması daha doğru olur. İzmir 1980’lerden itibaren çok göç almış, göç edenler de İzmir’in has evladıdır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne alınmadan o şehirde ikamet etmediklerine dair elimizde bilgiler var. Sonuçta siyaset sebeplerden dolayı yapılıyor olabilir.
“KÖRFEZDE KOKU GİDERİCİ KULLANILIYOR”
Her gün 1100 ton çamur hala körfeze dökülüyor. Bunu yalanlamalarını eğer doğruysa bunu kabul etmelerini bekliyorum. Mavişehir’in bazı yerlerinde derinlik 60 cm.ye düşmüş durumda. Her sene yüzlerce milyon Türk Lirası değerinde koku giderici kullanıyor İzmir Büyükşehir Belediyesi. Kimyasal malzeme alınıyor. O malzeme denize dökülüyor. Bu iddialarımla ilgili aksini iddia edecek olurlarsa kendileriyle memnuniyetle tartışabiliriz.
“BUNA KARAR VERECEK OLAN İZMİRLİLER”
Körfezin kokusunu gidermek için kimyasal kullanılıyor. Bunlar büyükşehirin faturalarında vardır. Zaten şu anda körfezde yaşaması gereken bir hayatın olmadığını biliyoruz. Bu koku meselesinde gerçekten büyükşehir belediyesiyle tartışmak yerine İzmirlinin takdirine bırakıyorum. Her gün 1100 ton çamurun körfeze aktarılmasına bakabilirsiniz. Günün sonunda buna karar verecek olanın İzmirliler olduğunu düşünüyorum.
“SESSİZ İŞGAL DİYEBİLECEĞİMİZ SÜREÇ İŞLİYOR”
Mültecilerle mücadele etmek Ankara’nın görevidir. Bana göre adına sessiz işgal diyebileceğim bir süreç izlenmekte. Her gün 1200 tane toplansa bizim ülkeyi bu kaçaklardan temizlememiz 12 yıl sürer. Eğer siz Türkiye’de düzensiz göçün problem olduğunu düşünecek olursanız, her gün bizler bu ülkeden göçmenleri sınır dışı etsek, her gün 1200 kişiyi toplasak 12 yıl sürer bu iş. Sayın Erdoğan, Washington’da ‘mültecileri muhalefet göndermek istiyor oysa biz onlara ev sahipliği yapacağız’ diyor.
“EMEĞİ EMEĞE KIRDIRAN BİR DÜZEN VAR”
Türkiye’de İzmir bu düzensiz göçten en olumsuz etkilenen şehirlerden birisi. Binlerce ruhsatsız işyeri var. Birçok işletmede kayıt dışı Suriyeli, Afgan, Pakistanlı çalıştığını biliyoruz. Buralar tespit edilip, kolluk kuvvetleriyle çalışılabilir. Siyasete girmeden önce düzensiz göç probleminin ir bakıma bizim kendi samimiyetsizliğimiz olduğunu söyledim. Bu işçileri çalıştıran bizzat Türk işletmeler. Emeği emeğe kırdıran bir düzen var. İnsan haklarını ihlal edecek şekilde Suriyelilerin çalışmasına göz yumuyorsanız burada en büyük zararı Türk işçileri görüyor.
“AK PARTİ İKİ KONUDA HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR”
Bataklığı kurutmanın yolu kayıt dışı ekonomiyi sıfırlamaktan geçer. Orada yaptırımları artırırsak, ki çok kolay, bu siyasi irade ister. Yapılması gereken şey; önce sınır güvenliğinizi sağlamanız gerekiyor. Milletvekilimiz İran sınırını elini kolunu sallayarak geçti ve geri döndü. Düzensiz göç emek piyasasını altüst eder. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele ve sınır güvenliği. Bu mücadelede iki temel yoldur. Sayın Erdoğan’ın yurt dışındaki açıklamalarına baktığınızda AK Parti’nin hiçbir şekilde bu sorunu çözmek istemediğini görürsünüz. Şu anda düzensiz göç ve iklim krizinde AK Parti’nin hiçbir şey yapmadığını görürsünüz.
İZMİR’DE CHP OYLARINI BÖLECEK İDDİASI
Ben İYİ Parti’nin iktidara gelmesi için mücadele edenlerden bir tanesiyim. ‘Sen aday olma bu yarış tekrardan AK Parti ile CHP arasında geçsin’ dendiğinde bunu İzmir’e haksızlık olarak görüyorum. Ben çok iyi bir kalkınma ekonomistiyim. Bana ‘Evet sen Tunç Bey’den, AK Parti’nin adayından daya iyi adaysın, bu kadar donanıma rağmen adaylığını koyma’ demenin İzmir’e yapılmış haksızlık olarak görüyorum. İzmir’de CHP’li arkadaşlarımız seçimi kaybetmek gibi korkuları olmasa zaten bu eleştiriyi getirmezlerdi. Böyle bir korkuları yoksa bana getirilen eleştirinin de anlamı olmaz.
“İYİ PARTİ’Yİ İZMİR’DE BİRİNCİ YAPACAĞIZ”
Önümde 6 ay var. Devamlı sokaktayım. İnsanlara kendimi anlatacağım. Ben bu 6 ay içerisinde çok miktar oy alacağım. Kendimi bütün İzmir’e anlatabilirsem İYİ Parti’yi İzmir’de birinci parti yapacağız. Benim CHP’li arkadaşlarımla herhangi problemim yok. İzmir’i daha iyi yönetebileceğimize dair iddia ortaya koyan partinin genel başkan yardımcısıyım ve İzmir Milletvekiliyim. AK Parti ile CHP tarafından tamamıyla kurtarılmış bölge siyasetinden ve AK Parti karşıtlığından siyaset üretiliyor. Burada kaybeden İzmir oluyor. Ben Ümit Özlale olarak, iyi bir kalkınma iktisatçısı olarak İzmir’i ekibimle yönetmeye adayım.
“AK PARTİ VE MHP SEÇMENİNDEN OY ALACAĞIM”
Benim daha çok dolaştığım mahalle ve ilçeler arka mahalle ve arka ilçeler. Ben AK Parti ve MHP’ye oy veren yerlerde daha fazla dolaşıyorum. Ben yola CHP’nin oylarını bölmek için değil İzmir için çıktım. AK Parti’den, MHP’li seçmenlerden çok oy olacağım ve birinci olacağım. Bu iddiayla yola çıktım ve buna inanıyorum. İzmir’e nasıl bir İzmir hayal ettiğini söyleyeceğim.
Eğer İYİ Parti olarak Türkiye’yi yönetmeye aday isek her ilde donanımlı, liyakatli belediye başkan adaylarını seçmenle tanıştırmak zorundayız. Aksi takdirde kendimizle ters düşeriz.