Categories: KÖŞE YAZILARI

İzmir Deprem Master Planı 2024 Çalıştayının Ardından

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gönderdiği davet yazısında, 11 konu başlığına kurum
ve kuruluşlarca katılacak isimlerin bildirilmesi isteniyordu. Her konu başlığıyla ilgili yuvarlak
masa toplantıları yapılarak, buradan elde edilecek sonuçların, çalıştay için çıktılara
dönüştürülmesi planlanmaktaydı. İZ-AFED(İzmir Afet Bilinci, Çevre ve İklim Farkındalığı
Derneği) olarak biz de; inşaat mühendisi, jeoloji mühendisi, afet yönetim uzmanı ve avukat
arkadaşımızla birlikte yönetim kurulumuzdan 6 temsilci ile 6 farklı masada aktif katılım
sağladık. Çalıştayın ardından ise bir değerlendirme yaparak, aşağıdaki tespitleri yaptık.


Çalıştayla İlgili Değerlendirmede Tespit Ettiğimiz Eksiklik ve Yanlışlar:


1- Çalıştayın bir güne sıkıştırılması en önemli yanlıştı. Çünkü konuşmacıların zaman
planlamasına uymaması, zaman hakeminin olmayışı ve moderasyon eksikliği,
programın aksamasına sebep oldu. Özellikle bazı akademisyenler, aralarındaki
anlaşmazlığı uzun konuşmalarına da yansıttılar. Sonraki konuşmacılar da
kendileri için belirlenen süreden daha uzun konuşunca, öğlen arasındaki yemek
molası verilemedi. Hatta son konuşmacılar kürsüde konuşurken, yemek dağıtımı
yapılıp, masalardan paket hışırtıları yükseldi. Bu önemli bir planlama hatasıydı.
Oysa ilk günü akademisyenlerin tebliğ ve konuşmalarıyla değerlendirilseydi, ikinci
gün onların da dahil olacağı yuvarlak masa toplantıları daha verimli olabilirdi.


2- Bir diğer önemli yanlış ise Çalıştayın, İzmir İRAP Planıyla ilişkisiydi. 2021 yılında
İzmir Valiliği (İl AFAD Müdürlüğü) koordinasyonuyla yapılan çalıştay neticesinde
hazırlanan İzmir İRAP (İlin Afet Risklerini Azaltma Planı) ile bu çalıştayın bağının
kurulamamış olması önemli bir eksiklikti. Hatırlanacağı üzere, 2021 yılında
düzenlenen İRAP Çalıştayında, İzmir için risk teşkil eden 8 afet türü, 8 ayrı
masada, konunun uzmanlarıyla değerlendirilerek, geniş kapsamlı bir sakınım
planı oluşturulmuştu. İzmir için çok önemli ve mutlaka uygulanması gereken bu
planda, deprem yine en önemli afet tipi olarak yer almıştı.
Oysa İzmir için Depremi Master Planı yapılırken, daha önceki yıllarda yapılmış bir
risk azaltma(sakınım) planından söz etmemek, merkezi idare ve yerel yönetimler
arasında süregelen çekişmeyi ortaya koymaktaydı. Yine de İzmir Büyükşehir
Belediyesi bu yanlışa ortak olmamalıydı. Çünkü afetlere karşı mücadele, mutlak
suretle toplumsal mutabakatı ve işbirliğini gerektiren, siyaset üstü bir konudur.


3- İzmir’de deprem master planı yapılırken, ilçe belediyelerin tamamının çalıştaya
katılmış olmaları gerekirdi. Çünkü İzmir 13 ile 21 aktif fay hattının bulunduğu bir
deprem kenti. Üstelik de yapı stoku büyük oranda eski ve kaçak olan çarpık bir
kentleşmeye sahip, sürekli göç alan bir mega kent. Böyle bir deprem riski
barındıran kentin tüm ilçe belediyeleri bu konuyu önemsemek zorundadır. Ayrıca
depremin tetikleyeceği ikincil afetler de (yangın, infilak, su baskını, heyelan,
asbest maruziyeti, çevre ve halk sağlığı sorunları vb.) ayrı bir tehlike. Bilindiği
üzere 2023 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından
yapılan bir yönetmelik değişikliği ile ilçe belediyelerinde afet işleri şube
müdürlükleri kurulmuştu. İzmir’de de pek çok ilçe belediyesi bu müdürlükleri
kurdu. Ancak bu müdürlüklerin çoğu göstermelik olarak kurulmuş gibi altı ve içi
doldurulamadı. Pek çoğunun görev tanımı bile doğru düzgün yapılamamış. Üstelik
ilçe belediyelerin afet işleri müdürleri, çoğunlukla konuyla ilgisiz ve deneyimsiz
kişilerden atandılar. Aralarında az sayıda kişi konuyla ilgili. Onlar da personeliyle
birlikte çalıştaya getirilmemişler. Bu üzücü durum, ilçe belediyelerin deprem-afet
gibi böylesine hayati bir konuyu önemsemediklerini göstermektedir.
Oysa yerel yönetimlerin afetlerdeki önemi, 30 Ekim 2020 Seferihisar-İzmir
depremi ile 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde ortaya çıkmıştır. Bir kez
daha anlaşıldı ki, belediyeler olmadan afet yönetiminde özellikle de afet risklerini
azaltmada başarıya ulaşmak mümkün değil. Belediyeler, özellikle ilçe belediyeleri
‘Belediye Kanunun 53. Maddesinde’ yazılı görev ve sorumluluklarını tam olarak
yerine getirmekten kaçındıkları sürece, bu acı kısır döngü, maalesef yaşanmaya
devam edebilir. Afetsiz günler dileğiyle.


Servet ERTAŞ: Afet Bilinci Eğitmeni,
Kent Çevre ve Yerel Yönetimler Y.L Prog. Mezunu
İZ-AFED(İzmir Afet Bilinci, Çevre ve İklim Farkındalığı Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı
İzmir Kent Konseyi – Bütünleşik Afet Yönetimi Çalışma Grubu Kurucusu

Servet Ertaş

Recent Posts

“Nasıl bir İzmir ” serisinde kent için müşterek veri konuşuldu

İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından şehrin uzun vadeli vizyonunu ve stratejilerini şekillendirmek…

12 saat ago

Karşıyaka’nın ‘HPV Aşı Kampanyası’ büyüyor!

Karşıyaka Spor Kulübü Voleybol Şubesi’nin öncülüğünde, Karşıyaka Belediyesi ve Tınaztepe Galen Hastanesi’nin iş birliğiyle hayata…

12 saat ago

Kamerası olmayan ticari araç trafiğe çıkamayacak

Bütün ticari araçlara kamera zorunluluğu geliyor. Martk ayından itibaren aracında kamera olmayan ticari araçlar çalışamayacak.…

12 saat ago

İstanbul’da 10 kişilik grup polis ekibine saldırdı

İstanbul Esenler'de devriye görevindeki polis ekibi, sokakta silah sesi duyulması üzerine harekete geçti. Olay yerine…

13 saat ago

Manisa’da AFAD’ın Bölgesel Lojistik Merkezi İncelendi

Kurum ve sivil toplum örgütleriyle ortak çalışma yürütülmesi için çalışmalarını sürdüren Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi Deprem ve Doğal Afet…

13 saat ago

Buca’nın simgesi Hasanağa Bahçesi yenilenecek

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Buca’nın simgelerinden Hasanağa Bahçesi’nin rehabilitasyonu ve yenilenmesi için…

16 saat ago