Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Lal Denizli ‘konser krizi’ni detaylarıyla anlattı: Hanımefendi orada değildi ben gittiğimde

İzmir – Çeşme’de Yunan sanatçı Despina Vandi’nin Türk Eğitim Vakfı’nın yardım konserine çıkmamasıyla başlayan tartışmanın odağındaki isim Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli olaya ilişkin soruları yanıtladı. Denizli, ‘Ben sahneye çıkmadan üç dakika önce konser alanına girdim zaten. Ben oraya geldiğimde sosyal medyaya düşmüştü hanımefendinin bu yüzden sahneye çıkmadığı. İzmir’deki haber sayfaları girmişti zaten “Çeşme’de bayrak skandalı” diye…’ dedi.

İzmir - Çeşme'de Yunan

İzmir – Çeşme’de Yunan sanatçı Despina Vandi’nin Türk Eğitim Vakfı’nın yardım konserine çıkmamasıyla başlayan tartışmanın odağındaki isim Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli olaya ilişkin soruları yanıtladı. Denizli, ‘Ben sahneye çıkmadan üç dakika önce konser alanına girdim zaten. Ben oraya geldiğimde sosyal medyaya düşmüştü hanımefendinin bu yüzden sahneye çıkmadığı. İzmir’deki haber sayfaları girmişti zaten “Çeşme’de bayrak skandalı” diye…’ dedi.

Bir iddiaya göre Despina Vandi, konser öncesi sahnedeki Türk bayrağının yanına Yunan bayrağının da konulmasını talep etti. Bu nedenle kriz çıktı. Başka bir iddiaya göre ise Türk bayrağı ve Atatürk posteri indirilmezse sahneye çıkmayacağını söyledi.

Sanatçı Vandi ise konserden 2 ya da 3 saat önce Instagram hesabından yaptığı paylaşımda Türk Eğitim Vakfını yararına “konser” olarak nitelendirilen etkinliğin, önceden üzerinde anlaşılandan farklı olarak siyasi bir anlam yüklenerek yapıldığını, bu durumda konsere katılmasının mümkün olmadığını yazdı.

Krizden haberdar edildikten sonra konser alanına gelen Lal Denizli T24’e konuştu. Hem eleştirilen hem de onaylanan konuşması sorulan Denizli, sorulara açıklıkla cevap verdi.

– Lâl Denizli, Despina Vandi’nin Atatürk ve Türk bayrağının indirilmesini değil, Yunanistan bayrağının da asılmasını istediği yönünde bir iddia var. Ne diyeceksiniz?

Yunanistan bayrağı asılmasını istediği bilgisi nerden çıktı bilmiyorum. Hanımefendi Instagram hesabından zaten politik semboller sebebiyle konsere çıkmayacağını bildirmiş. Bunun için de Türk vatandaşlarından özür dilediğini yazmış.

– Sonuçta “Türk bayrağı ve Atatürk posterinin inmesini istiyormuş” diyorsunuz konuşmanızda. Sosyal medya hesabında ise öyle bir ifade yok… Bu bilgi size nereden geldi, teyit ettiniz mi?

Türk Eğitim Vakfı’ndan bu bilgi geldi. Bu konser bizim belediyemizin konseri değil. Bizden sadece anfi kullanmak için gün ve saat istediler. Zaten ben yangında kaybettiğimiz vatandaşlarımız sebebiyle hiçbir etkinliğe gitmiyorum üç gündür. Ben orada değildim. Yardımcım aradı, hanımefendinin çıkmadığını söyledi. Atatürk ve Türk bayrağı olması sebebiyle çıkmayacağını, indirilirse çıkabileceğini söylemiş. Konu bu…

– Bu bilgi size yardımcınızdan geliyor öyle mi?

Yanındayım zaten o sırada. Ben de TEV yetkililerini ara ve doğrula dedim. Aradı ve doğruladı. Belediye meclis üyelerimiz, aile dostlarım da konserdeydi. Cemil Tugay’ın (İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı) eşi de konserdeydi. Bize mesajlar gelmeye başladı. Ben gitmeden önce alanda Atatürk ve Türk bayrağı indirilmeden sahneye çıkmayacağı duyurulmuştu. Ben vardığımda anfinin üçte biri doluydu sadece, vatandaşların üçte ikisi ayrılmıştı konser alanından.

– “Defolup gitsin” gibi bir ifade kullandınız mı?

Konuşmam ortada. Gözünüzü seveyim. Ben size diyorum ki konserde değildim hangi arada böyle bir konuşma yapmış olabilirim ki…

– Sahneye çıktığınıza göre oradasınız ama…

Ben sahneye çıkmadan üç dakika önce konser alanına girdim zaten. Ben oraya geldiğimde sosyal medyaya düşmüştü hanımefendinin bu yüzden sahneye çıkmadığı. İzmir’deki haber sayfaları girmişti zaten “Çeşme’de bayrak skandalı” diye…

– CHP’li bir belediye olarak, genel başkanınız Özgür Özel Syriza’nın lideri Çipras’la görüştü. Barış mesajları verdiler…

Benim Yunan vatandaşlarıyla bir derdim yok. Konuşmamda da bunu çok net söylüyorum…

– Türk -Yunan dostluğunu gölgeleyecek ifadeler kullanıldı gibi yorumlar da oldu…

Hangi ifademde var bu? Ebedi kardeşlik ve dostluk dediğim bir konuşmada hangi şey Türk-Yunan dostluğunu zedeleyecek.

– “Bu şehrin sınırlarını terk etsin” dediniz…

Kendisinden bahsediyorum. Hanımefendi bu şehrin sınırlarını terk etsin diyorum.

– Siz bir siyasetçisiniz. Tarihsel olarak Türk- Yunan dostluğu ve düşmanlığına ilişkin tartışmaları biliyorsunuzdur…

Benim kökenimi araştırdınız mı bana bunu sorarken…

– Ben köken tartışması yapmıyorum…

Benim nereden geldiğimi biliyor musunuz? Bunun bir Yunan-Türk dostluğuna ket vuracak bir konuya evirmenin lüzumu yok. Ben hanımefendinin şahsını hedef alıyorum. O yüzden konuşmamda özellikle Yunan generallerin ayağının altına Türk bayrağı serildiğinde Atatürk’ün ayaklarının altına Yunan bayrakları serildiğinde Atatürk “Hiçbir milletin bayrağı ayaklar altına alınamayacak kadar kıymetlidir” demiştir diyorum. Bu nasıl dostluğa nasıl zarar veriyor. Ebedi kardeşlik ve dostluğa inanan bir liderin evlatlarıyız dediğimde hangisi nefret söylemini söylemiş oluyorum! Hiçbir şekilde dostluk anlayışına zarar verecek tek bir ibare olduğunu düşünmüyorum. Ben hanımefendi şehri terk etsin diyorum. Ben bir kişiyi hedef alacağım zaman onun milletine, dinine, inancına göre değil bize yaşattığı toplumsal olarak hissiyata göre hareket etmek zorundayım.

– Sizin göreviniz sanatçıyla doğrudan konuşup, gerçek nedir öğrenmek ve toplumu sakinleştirmek değil mi?

Hanımefendi orada değildi ben oraya gittiğimde. Bu konser benim konserim değil. Orada vatandaş büyük bir tepki gösterdi. Benim de oraya gitme sebebim bu zaten. Galeyana gelmesin diye… Hanımefendiye gidin saldırın demedim. Hanımefendinin adresini ifşa etmedim.

– Zaten asla bunu demezdiniz değil mi?

Bunu sormaya gerek duymayacağınızı ummak istiyorum. Ben bir siyaset bilimciyim. 15 yıldır aktif siyaset yapıyorum. Onun yanında köklü bir ticari geçmişim var. Hayatımın üçte birini yurt dışında geçirdim. Birçok toplulukla iç içeyim. Ailemin yarısı çok kültürlü bir toplumdan geliyor. Benim ailemde gayrimüslümler var, farklı kökenlerden gelenler var. Babamın ilk eşi Yahudi, ikinci eşi Çerkes, üçüncü eşi Kürt vatandaşıdır. Hiçbir kişinin dinini, dilini, ırkını gözetmeyen bir anlayışla yetiştirildim.

– Bir sanatçı apar topar Türkiye’den ayrıldı ama… Sizce iyi bir şey mi bu?

Bunun sorumlusu ben mi oluyorum. Zaten oraya gittiğimde hanımefendi kararını almıştı. Bu ülkenin bayrağı ve en büyük kurucu liderinin senbolünün indirilmesini teklif ettiğinde Türkiye gibi milli değerlerine bu denli bağlı bir memlekette böyle bir şeyin tolere edileceğini düşünmesi… Böyle bir şey olabilir mi?… Ben Yunanistan’a gidip Yunan bayrağının indirilmesini isteyebilir miyim? Hayır. Böyle bir haddim olabilir mi? Hayır…

– Despina Vandi siyasal semboller olmasın mı, indirilsin mi diyor?

Siyasal semboller olması sebebiyle diyor…

– Arada fark var, o açıdan soruyorum.

Hayır arada fark yok. Siyasi semboller sebebiyle çıkmamasıyla şunu söylemiş oluyor hanfendi; indirilirse çıkarım. Indirilmezse çıkmam. Bu kadar ve çıkmıyor. Ben oraya gittiğimde hanımefendi çıkmamaya karar vermişti. Atatürk ve Türk bayrağı siyasi bir sembol mü…

– Belki TEV’le anlaşması o yöndeydi… Bunu biliyor musunuz?

Türk bayrağı, Atatürk siyasal bir sembol mü? Hiçbir ülkenin liderinin portresi, bu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da olabilirdi, siyasal semboller değildir, temsiliyettir. Ben oraya sahneye çıkmak için gitmedim. Onlar beni sahneye çağırdılar.

– Sözlerinizin arkasında mısınız?

Arkasındayım çünkü yanlış hiçbir şey söylemedim. Kardeşlik, dostluk ve barış vurgusu yaptım. Edebi dostluk vurgusu yaptım. Hiçbir savaş zaruri olmadıkça cinayettir diyen bir liderin evlatlarıyız dedim. Daha ne demem gerekiyordu?

– Despina Vandi ile herhangi bir görüşme yaptınız mı?

Bir görüşmem olmadı ne öncesinde ne sonrasında… Çünkü bu organizasyon bana ait değil. Ben sadece çeşme anfiyı kullanmalarına müsaade ettim bu kadar.

– Hemen ayrılmış oradan diye biliyorum.

Bilmiyorum… Onu da takip etmedim. İlgilendiğim şey Despina Vandi’nin ne yaptığı değil, oraya gelen vatandaşlara ne hissettirdiği… Oraya gelen herkes kendini aşağılanmış ve küçümsenmiş hissetti. Kriz akşamüstü altı gibi başlamış. Gittiğimiz hiçbir ülkede bir ülkenin bayrağının indirilmesini teklif edemeyiz. Ben kuru milliyetçi bir insan değilim. Hayatım boyunca da bu tip sembollerden uzak kalmış bir insanım. Yaptığım açıklama son derece yerinde kardeşlik ve barış vurgusu yapıyorum. Sabahtan beri de aldığım bütün telefonlar, tepkimin ne kadar yerinde olduğu yönünde…. Devlet bürokrasisinden, farklı partili insanlardan da takdir ve tebrik alıyorum. Sahip çıktığım şey Atatürk ve Türk bayrağı… AK Parti, MHP, HDP bayrağı değil. Basit ucuz kaygılar taşıyan bir insan olsaydım, en başta böyle bir yardım konseri yapacaksanız niye Türk sanatçıya yer vermiyorsunuz niye Yunan vatandaşı çıkarıyorsunuz derdim. İki ay önce TEV, Despina Vandi’yi çıkartmak istediğini söyledi. Dostluk barış ve kardeşlik kaygısıyla… Ben de yardım konseri olduğu için gün verebileceğimizi söyledim. Galeyena getirmek isteseydim seçtiğim kelimeler barış dostluk olur muydu? Ben kahrolsun Yunan vatandaşları demiyorum. Ben hanımefendiyi hedef alıyorum. Oradaki vatandaşların öfkesini dindirmek için yaptım ve dindirdim de. Çünkü konuşmamın ardından iki marş söylendi ve herkes sakince dağıldı.