Rumeli camiasının birleşme günü daha gelmedi mi?

Doğan Prepol yazdı…

Bu yazıyı yazmama neden olan sevgili hemşerimiz bir taraftan Boşnak, bir taraftan Arnavut kökenli İstanbullu gazeteci, Arnavut Haberi Sitesi’ni yöneten Hasip Gültaş sosyal medya hesabından güzel bir yazı paylaşmış benim de hoşuma gitti. Ben de bu yazıyı yazayım istedim ve Hasip kardeşimin bazı fikirlerine katılmayabiliriz ama birlik olmalıyız fikrine kesinlikle ben katılıyorum. Hasip Gültaş’ın yazısını da aşağıda göreceksiniz.

Ben yıllardır yazıyorum, bıkmadan usanmadan yazmaya devam edeceğim. Rumeli Balkan camiası birleşmez ise yok olup gideceğiz, yani temsiliyet hak ettiğimiz sayılara bugüne kadar ulaşamadık böyle giderse de ulaşamayacağız.

Küçük olsun benim olsun mantığı çok yanlış bir mantık.

Bu yazıyı okuyanlar çevresindeki derneklere bir baksın bakalım neler görecek?

Bu yazdıklarım Türkiye sınırları içinde kalan dernekler için. Bir kent ya da ilçe için değil.

Mesela bazı dernekler siyasi partilerin arka bahçesi gibi.

Milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi olmak için dernekleri kullanıyorlar. Yani bencilce davranıyorlar, ben olayım başkası olmasın diyorlar.

Bazı kişiler derneklere yönetebilecekleri kişiyi başkan ve yönetim kurulu üyeliğine getiriyor o kişiler de kabul ediyor,

Birbirinin arkasından sallıyorlar iftira at çamur at izi kalsın mantığıyla hareket ediyorlar.

Aslında saymakla bitmez, eminim ki sizler de görüyorsunuzdur. Çünkü birçok insan yazılarımdan sonra bana ne kadar doğru ve haklı bir konuya değindiğimi yazıyorlar.

Dernekler basamak olarak kullanılıyor belediye meclis üyesi oluyorlar, belediye başkanlığına milletvekilliğine aday adayı oluyorlar ve daha fazlasını söylüyorlar. Camialarına faydaları yok denecek kadar az diyorlar.

Buradan yine yeniden yazıyorum kendilerini bir yerlere getirmek isteyenleri görmezseniz kukla olmayı kabul ederek derneklerine başkan veya yönetim kurulu üyeleri olarak seçilenler onları o koltuklara oturtan abilerinin ablalarının sözlerinin dışına çıkamazlar. Kendi fikirlerini projelerini bile onlara sormadan hayata geçiremezler ve bu böyle devam ettiği sürece siyasi partiler Rumeli Balkan camiasına gerçek anlamda değer vermezler, göz boyamadan öte gitmezler.

Siyasi parti yetkilileri Rumeli Balkan derneklerinin bu kadar parçalı olmasından çok mutlular çünkü onlar böyle oldukça bizim sözümüzden çıkmaz diyorlar. Her köşe başında bir Rumeli Balkan derneği var diyorlar.

Belediyelerin organizasyonuna 3 kişi yazdırıp 10 kişi giden açgözlüler var diyorlar. Bunları da saymakla bitmez.

Lütfen artık BEN değil BİZ olarak hareket edin ve bütün Rumeli Balkan coğrafyası olarak birlikte hareket etmeyi deneyin.

Son zamanlarda İstanbul’da ‘BizRumeliyiz Platformu’ çıktı ve birlik olmalıyız diyor projeler üretiyor dernekler görmezden geliyor. Anıtkabir’e otobüs kaldırıyorlar dernekler gitmiyorlar çok yazık oturup konuşun ve birlik olma yolunda ilk adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Lütfen artık BEN değil BİZ olmayı seçsin dernekler.

Boşnak, Arnavut, Pomak, Makedonya Göçmeni, Yunanistan ve Adalardan göç edenlerin kurduğu dernekler BEN değil BİZ olarak hareket edin ve büyük bir aile olduğumuzu gösterin. Birlik zamanı.

Sizler birlik olursanız siyasi partiler sizin ayağınıza gelir. Siz gidip ricacı olmazsınız.

Hasip Gültaş’ın o yazısı;

‘’Rumelilere nacizane uyarı!

Rumeliler Arnavut, Boşnak ve Pomak kültürünü yok sayıyor. Çorba yoz bir Rumelilik kimliği inşa etmek istiyorlar.

Bakın Rumeliler sizi zaten suyun öte yanı diye bazı kesimler dışlamış yok sayıyor.

Bu kesimler Mustafa Kemal Atatürk’ü sevmediği kadar sizi de sevmiyor.

Siz Balkan kökenlilerin farklıklarını çağdaş demokrasi değerleri ile koruyup yaşatacağınıza, Arnavut, Boşnak ve Pomak toplumuna karşı faşist davranıyorsunuz.

Mustafa Kemal Atatürk karşıtları bir gün Balkanlıları bu ülkeden gönderme eylemine girişirse, Arnavut’un gideceği 2.5 devleti, Boşnak’ın bir devleti, Pomak’ın da yarım devleti var.

Sizin gidecek yeriniz yok.

Balkan insanının birliğini istiyorsanız, önce tüm Balkan kökenlilere saygı duymayı öğrenin. Yok saymayın.

Bu kafayla yıllardır siz sürünüyorsunuz. Daha da çok sürünürsünüz.’’

Doğan Prepol yazdı.