Mahkeme, tetikçi Eray Özyağcı’ya, motosiklet sürücüsü Vedat Balkaya ve cinayet mahallinde keşif yapan Suat Kurt’a “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Özyağcı’ya ayrıca ruhsatsız tabanca bulundurmaktan 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Diğer sanıklar Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş da “tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
Sanıklar Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak ve Emre Yüksel’e “tasarlayarak öldürmeye yardım” suçundan 18’er yıl, Mustafa Uzunlar’a ise 15 yıl hapis cezası verildi. Diğer sanıklar Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç ve arkadaşları beraat etti.
Duruşma Sırasında Gergin Anlar
Duruşma sırasında, mahkeme kararının açıklanmasının ardından, sanık yakınlarından birinin Sinan Ateş’in ablasına saldırması gerginliğe yol açtı. Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, durumu protesto ederek, “Savunmasız insanlara saldırmak hangi kitapta yazar?” diyerek tepkisini dile getirdi.
Mahkeme, sanık avukatları hakkında açılan davanın dosyasını ayırarak, bazı sanıkların telefonlarının incelenmesi için talimat verdi. Sanık avukatlarından Serdar Öktem’in tahliyesine karar verilirken, dönemin Ankara Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın tutukluluk halinin devamına hükmedildi.
Toplumsal Tepki
Duruşmanın ardından Sinan Ateş’in yakınları, adaletin sağlanmadığını belirterek tepkilerini dile getirdi. Bu dava, sadece yargı sürecini değil, aynı zamanda toplumda yarattığı derin etkiyi de gözler önüne serdi. Sinan Ateş’in eşi ve ablası, adalet arayışında yaşadıkları çaresizlik ve öfkeyi aktardı.
Bu gelişmeler, cinayet ve adalet sistemine dair tartışmaları yeniden gündeme getirmiş durumda. Davanın sonuçları, hem hukuki süreçlerin hem de toplumun adalet arayışının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.