Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TİP üniversitelerde barınma sorunu nedeniyle protesto eylemi gerçekleştirdi…

Türkiye işçi partisi üyesi

Türkiye işçi partisi üyesi gençler Buca da kyk yurdu önünde basın açıklaması yaptı.

Milyonlarca üniversite öğrencisinin bulunduğu ülkemizde öğrenciler günden güne ağırlaşan bir barınma krizi ile pençeleşiyor. Bütün dünya bir konut krizi ile karşı karşıya olmakla birlikte Türkiye açık ara farkla krizin boyutunun en büyük olduğu ülke. Türkiye toplumunun tamamını etkileyen bu krizden ise en çok öğrenciler nasibini alıyor. Konutun bir yatırım aracı olarak kullanılmasından, gelir adaletsizliğinden ve onu körükleyen piyasacı politikalardan kaynaklanan bu kriz, yurttaşların en temel ve anayasal hakkı olan konut hakkına erişimini engellemektedir.


Öğrenciler için krizin tek boyutu bu değildir. Zaten yetersiz olan kredi miktarları, TL cinsinden artıyor gibi görünse de dolar cinsinden erimekte ve mezun olduktan sonra ağır borçlar olarak öğrencilerin karşılarına çıkmaktadır. KYK yurtları hem nicelik hem de nitelik olarak yetersiz durumdadır. Eylül 2022’de Mili Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan örgün eğitim istatistiklerine göre 2020 yılında Türkiye genelinde 793 KYK Yurdu bulunurken yurt sayısı 2022’de 776’ya düşmüştür. Üstelik Üniversiteye giden her 100 öğrenciden sadece 8’i KYK yurtlarında kalma şansına sahip olabilmektedir. Buna rağmen yurt kapasitesini artırmış görünmek için odaların kontenjanları artırılarak yurtların niteliği düşürülmekte, yetersiz çalışma ve saklama alanı gibi sorunlara yol açmaktadır. Yemekler yeterli ve besleyici olmaktan çok uzak olup, sıklıkla asgari hijyen koşullarını bile karşılamamakta ve zehirlenme dahil sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Isınma, su, ortak tuvaletlerin temizliği gibi alanlarda dahi ciddi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Yetersiz izin süreleriyle öğrencilerin hareket özgürlüğüne ve sosyal yaşamına ket vurulmaktadır. KYK yurtlarına psikologların yerine “manevi danışmanlar” atanmakta, öğrencilere dini baskılarda bulunulmaktadır.
Hükümet eliyle KYK’ların işlevselliği baltalanarak cemaat ve tarikat yurtlarına alan açılmaya çalışılmaktadır. Geçmişte Fethullahçı çetenin işgal ettiği varlıklar bugün TÜGVA, Ensar gibi vakıfların ve Nurcular diye bilinen yapıların tekeline aktarılmıştır. Bu yapılara kamu kaynaklarından destek ve teşvikler sağlanmaktadır. 2006 yılında Türkiye’deki resmi tarikat yurdu sayısının 1723 olduğu 2022 yılında ise yüzde 93 artarak resmi tarikat yurdu sayısının 3 bin 331 olduğu biliniyor. Gayriresmi, ruhsatsız, denetimsiz olarak faaliyet gösterenlerle birlikte bu sayı çok daha fazladır. Öğrencilerin mecbur bırakıldıkları tarikat ve cemaat yurtları, sürekli baskı, zorbalık, şiddet ve hatta intihar haberleri ile gündeme geliyor.
Deprem riskiyle yaşayan ülkemizde öğrencilerin barındığı evlerin, okul binalarının, yurtların depreme dayanıklı olup olmadığı ise en iyi ihtimalle bir muamma olmayı sürdürüyor. 6 Şubat depremlerinden sonra Deprem Yönetmeliği Yasası’ndan sonra inşa edilen yurtların dahi tahrip olduğu ve yıkıldığı görülüyor. Öğrenciler hala deprem güvenliği olmayan yurtlarda barınmaya mecbur bırakılıyor. Bulundukları binaların depreme dayanıklı olup olmadığı bilgisi öğrencilerle paylaşılmıyor.
Öğrenciler, bütün bu sorunların karşısında çaresizliğe itilerek okullarını bırakmak ya da dondurmak, ailelerinin bulunduğu şehirlerin üniversitelerini tercih etmek, okurken hayatını idame ettirmek için çalışmak zorunda kalıyor. Bu karanlığa mecbur değiliz. Bir çözümsüzlük sarmalına sıkıştırılan barınma krizi aslında çözümsüz değildir. Krizin çözümü, bilime dayanan, akılcı ve kamucu politikalardır. Barınma hakkı aynı eğitim hakkı gibi bir temel haktır. Herhangi bir geliri ve güvencesi olmayan öğrencilerin eğitim almalarının mümkün kılınabilmesi için gerekli desteği almaları şarttır. Bu destek herhangi başka kurum ve kuruluşlar tarafından değil sadece devlet tarafından sağlanabilir. Devlet, yurttaşlara ve gençlere bu hakları sağlamakla mesuldür. Bu nedenle;

  1. KYK yurtlarının sayısı ve kapasitesi arttırılmalı ve nitelikleri insanca yaşam standartlarına yükseltilmelidir.
  2. Cemaat ve tarikat yapılarına bağlı yurtların tamamı kamulaştırılmalı ve boş kamu binaları yurt olarak hizmete açılmalıdır.
  3. KYK bursları bir öğrencinin hayatını idame etmesini mümkün kılacak şekilde arttırılmalı ve burs alan öğrenci sayısı arttırılmalı.
  4. Öğrenci evlerine kira ve fatura destekleri yapılmalıdır.
https://youtu.be/cdZfxw9FVUw