Deniz Yücel : Bizleri ekranları başından ve sosyal medya hesaplarından takip eden kıymetli yurttaşlarımız, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Büyük bir facia yaşadık.
Üzüntümüz büyük, acımız tarifsiz…
Bolu Kartalkaya faciasında kaybettiğimiz 78 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.
Yarım kalan her bir hayatın üzüntümüzü katladığı, “bu kadarı da olmaz” diye isyan ettiğimiz her olaydan sonra, daha da kötüsünü yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz.
Hukuksuzluklara itiraz ederken, her geçen gün yeni bir hukuksuzlukla karşılaştığımız,
Yenidoğan bebek ölümlerine, iş cinayetlerine, maden facialarına isyan ederken,
Otel penceresinden sarkıtılan çarşaflarla hayatta kalmaya çalışan insan görüntülerinin belleklerimize kazındığı;
Yetkisi çok ama her ne hikmetse sorumluluğu olmayan bir iktidarın yönettiği bir ülkede yaşıyoruz.
Bu çürümüş sistem, her geçen gün bir başka faciaya neden oluyor…
Binalar yıkılıyor, oteller yanıyor, depremde kentlerimiz yerle bir oluyor, dere yatağına yapılan evleri sel alıp götürüyor…
Ve bu millet AKP’nin 23 yıllık iktidarının liyakatsiz, basiretsiz, adeta halkına düşman yönetim anlayışının bedelini canlarıyla ödüyor.
Peki AKP ne yapıyor?
Bütün bu yaşananlarda sorumluluğu yokmuş gibi o bildik pişkin ve sorumsuz tavırlarıyla insan hayatını ucuzlaştırmaya devam ediyor.
Kartalkaya’da facianın yaşandığı günden itibaren yapılan her açıklama, AKP’nin bu elim ve vahim olayı manipüle etme çabası içerisinde olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Önce,
İçişleri Bakanı, bu faciadan kimin sorumlu olduğunu öğrenmek için 10 gün beklememiz gerektiğini söylüyor.
Ardından AKP trolleri devreye sokuluyor ve Bolu Belediyemiz ve Belediye Başkanımız Sayın Tanju Özcan, hiçbir yetkisi ve sorumluluğu olmamasına rağmen sanki bu facianın sorumlusuymuş gibi bir algı operasyonu yapılıyor.
Ardından başta olaya ilişkin yayın yasağı getiren RTÜK; birdenbire yayın yasağını kaldırıyor.
Bütün bunlar AKP’yi, AKP’nin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u sorumluluktan kurtarmak için yapılıyor…
Dertleri;
78 vatandaşımızın yitip giden hayatları,
36 çocuğumuzun yarım kalan umutları,
Ya da o otelde hayatını idame ettirmek için çalışan otel çalışanlarının sönen yaşamları değil…
Tek dertleri kendilerini sorumluluktan kurtarmak…
Değerli basın mensupları,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bizim bu yangın faciasıyla ile tavrımız;
Bu ve benzeri olayların bir daha yaşanmaması için olayın sebeplerinin ortaya çıkarılması ve olayda kusuru ve ihmali bulunan kişilerin tespit edilerek yargı önüne çıkarılmasıdır.
Çünkü;
Cezasız kalan her ihmal, yeni bir ihmali beraberinde getirir.
Bağımsız ve tarafsız yargı önünde hesap vermeyen gerçek sorumlular, yeni faciaların kapısını aralar ve başkalarını cesaretlendirir.
Ak Parti İktidarı bu ülkede,
Devlet mekanizması içerisindeki bütün denge ve denetleme sistemini yok etmiştir.
Liyakati ortadan kaldırmıştır.
Yetkin kişiler tarafından yönetilmeyen kurumlar disiplinlerini kaybetmiştir.
İşte bu nedenle, devlet kurumlarında başıboşluk günden güne artmaktadır.
Siyaseti “halka hizmet etmek” amacının dışına çıkaranların bugün elinde kalan tek şey “algı yönetimidir.”
Devletin köklü kurum ve kuruluşları bu algı yönetiminin birer parçası haline getirilmiştir.
Bakın Kartalkaya faciasında, haber aldığı andan itibaren yangına müdahale ve kurtarma çalışmalarının bizzat başında bulunan Bolu Belediye Başkanımız Sayın Tanju Özcan, asıl sorumluların gizlenmesi için hedef haline getirilmiştir.
Mevzuata ve yerine getirdiği görev alanlarına son derece hâkim olan Sayın Tanju Özcan, konuyu tüm detayları ile kamuoyuna açıklamıştır.
Kendisine yöneltilen her soruyu açık yüreklilikle yanıtlamıştır.
Bakın Savcılıkça 7 kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendiriliyor.
Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel tarafından sorumlu ve kusurlu bulunanlara ilişkin sonuç kısmı kamuoyu ile paylaşılan bu raporda,
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bolu İl Özel İdaresi, Bolu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Otel işletmesi, yangın sistemleri ve tadilatlarından sorumlu mimar ve mühendisler, bakım, onarım ve denetiminde görevli yapı denetim ve işletme yetkililerinin “sorumlu” olduğu tespit edilmiş.
Raporda; otel sahibi, yapı müteahhit firmaları, otelin projelendirme, uygulama ve denetiminde görevli kişiler, elektrik ve mekanik tesisatın tesis edilmesiyle, tesisatın bakım, onarım ve işletmesinden sorumlu kişi ve firmalar, yapı ruhsatı vermeye yetkili merciler, yapıyı sigorta eden şirket, iş sağlığı güvenliği uzmanı ile işveren “kusurlu” bulunuyor.
13 sayfadan oluşan bu raporun “Bolu Belediyesinin” B’si dahi geçmediği için önce bilirkişi heyetine gözdağı veriyorlar, sonra raporu sümen altı etmeye çalışıyorlar.
Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy’un açıklamaları ise en hafif tabiriyle Utanç verici!
Değerli arkadaşlar,
Bir bakan yönettiği kurumlarla ilgili kanunları mevzuatı bilmez mi?
AKP iktidarında bilmez…
Bir bakan “Bence il özel idaresi hatalı, bence gerekeni onlar yapmamış, bence o yükümlü” der mi?
AKP iktidarında der…
Üstelik de Bakanın adres gösterdiği İl Özel İdaresi, yani İçişleri Bakanlığına bağlı bir kamu kurumu; “İl özel idaresinin denetim gibi bir görevi de, yok teşkilatı da yok. Burası Turizm belgeli bir işletme. Yönetmelikte her şey var” diyerek Turizm Bakanını yalanladı…
Buradan Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’a sesleniyorum.
Otel zinciri ve Turizm acentesi sahibinden turizm bakanı yapılırsa, işte bunlar olur.
Tek derdi kendi otellerinin, kendi acentelerinin cirosunu arttırmak, yeni yatırımlar yapmak, parasına para, zenginliğine zenginlik katmak olan Bakan, mevzuat da bilmez, denetim görevini de yerine getirmez….
Böyle bir bakanın olduğu bir sektörde, yangınlar da olur, kazalar da olur, can ve mal kayıpları da olur!
Sayın Erdoğan,
Adamın derdi başka…
Siz ciğeri kediye emanet etmişsiniz!
Sana da bir çift sözümüz var Mehmet Nuri Ersoy!
Kulaklarını aç, iyi dinle.
Hukuk devletinde sorumlular “bence” ile başlayan cümlelerle değil, yasaların yetki ve sorumluluklarla belirlenir.
Yangının meydana geldiği Kartalkaya bölgesinin, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ilan edilen Köroğlu Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırları içerisinde olduğunu,
Bu alanda Bolu Belediyesinin herhangi bir yetki ve sorumluluğunun bulunmadığını bir bakan olarak bilmiyorsan rezalet,
Biliyor da, sırf otel sahibi senin tanıdığın diye, ona sağladığın ayrıcalıklar bilinmesin, senin sahibi olduğun şirketin bu oteli “şirketin önerisi” diye pazarladığı ortaya çıkmasın diye söylemiyorsan daha büyük rezalet!
Mehmet Nuri Ersoy,
O koltukta bir gün dahi oturman 85 milyon vatandaşımızın vicdanını, kaybettiğimiz 78 canımızın kemiklerini sızlatacak.
Bizden söylemesi!
Buradan bir çift söz de Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç’a.
Sakın ha soruşturmaya müdahale etmeye yeltenmeyin. Bunun altında kalırsınız.
Kaybettimiz 78 canının vebali sizin üzerinizde kalır.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu olayda kimin sorumluluğu, kusuru ve ihmali varsa yargı önüne çıkarılıp hak ettikleri cezayı alana kadar soruşturmanın ve davanın takipçisi olacağız.
Değerli arkadaşlar,
Otel yangını, tutuklamalar, göçük altında kalan işçilerimiz, durduk yere yıkılan binalar ve altında kalan vatandaşlarımız…
Ülke gündemi o kadar vahim bir hal aldı ki, her son dakika yazısında yüreğimiz ağzımıza gelir oldu.
Türkiye ne yazık ki hukuksuzluklar ülkesi haline geldi.
İktidara göre yerel yönetimlerde, siyasette, sanat camiasında muhalif olan herkes birer olağan şüpheli…
AKP zihniyetine göre “Benden olmayan herkes” suçlu ve gözaltına alınmalı…
Herkes, yurtdışına kaçma şüphesi varmış gibi tutuklu yargılanıyor.
Tutukluluk hali, bazen bir gözdağı bazen ise peşinen verilmiş bir ceza halini alıyor.
AKP Türkiye’sinde hukuk cinayetleri birbirini izliyor.
Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ın uğramış olduğu haksızlık ve hukuksuzluklarla mücadele ederken,
Gençlik Kolları Başkanımız Cem Aydın, kapısına gönderilen 8 polisle fiilen gözaltına alınıyor…
Bir twitten bile ürküp korkan bu zihniyetin talimatı ile yapılan şafak operasyonları, hukuksuz sorutşrmalar, tehditler ve baskılar karşısında gençliğin susup, sineceğini zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz.
23 yıllık çürümüş, yıpranmış ve yozlaşmış iktidar, baskı ve zorbalık ile yönetmeye kararlı gözüküyor,
Ama bilsinler ki bizler de mücadelede kararlıyız.
Yine aynı gün Zafer Partisi Genel Başkanı Sn. Ümit Özdağ önce Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla gözaltına alınıyor,
Ardından bu suçtan serbest bırakılma ihtimaline karşı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçundan hakkında Jet hızıyla ikinci bir soruşturma başlatılıyor,
Kayseri Emniyeti’nden yine jet hızıyla bir araştırma raporu alındı ve Cumhurbaşkanına hakaret suçundan serbest bırakılan Ümit Özdağ bu kez “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçundan tutuklanıyor.
Geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu konuşmacı olarak katıldığı bir panelde yaptığı ve bu hukuksuzlukları, seçilmişlere karşı gerçekleştirilen itibar suikastlarını ve yargının iktidar elinde araçsallaştırılmasını eleştirdiği konuşması nedeniyle, daha konuşması bitmeden hakkında jet hızıyla soruşturma açılıyor.
Neymiş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısını ve ailesini tehdit etmiş…
Terörle mücadelede görev alan kişileri hedef göstermiş… falan filan…
Ya arkadaşlar Sayın İmamoğlu’nun basın toplantısındaki konuşmasından suç yada suç unsuru çıkarmak, niyet okumanın, zorlamanın ötesinde “Suç uydurmak”tır.
İnsanların aklıyla alay etmektir.
Hukuku, iktidarın elinde oyuncak etmektir.
Bugün, yine Sayın Ekrem İmamoğlu’nun hukuksuzlukları bir bir belgeleriyle ifşa ettiği,
“CHP’li belediyeler aleyhine ısmarlama rapor düzenlesin diye” dosya dosya gezdirilen bilirkişi ile ilgili düzenlediği basın toplantısı devam ederken, Sayın İmamoğlu daha kürsüden inmeden jet hızıyla bir soruşturma daha başlatıldı.
Neymiş Sayın İmamoğlu kamu görevlisini hedef göstermiş, yargı makamlarını etkilemeye teşebbüs etmiş.
Sayın İmamoğlu’nun bugün yaptığı basın toplantısı CHP’li belediyelere yapılan, yapılmak istenen kumpasın, kurulan tuzağın ve hukuk dışı operasyonların belgeleriyle bir bir kamuoyu önünde ifşa edilmesinden ibarettir.
Yine bugünkü açıklamasından suç yada suç unsuru çıkarmak, niyet okumanın, zorlamanın ötesinde “Suç uydurmaktır”
Görüyoruz ki; AKP iktidarı artık iyice paniklemiştir, insicamını yitirmiştir, gözünü karartmıştır.
Ancak şunu herkes bilsin;
Bedeli ne olursa olsun bu hukuksuzluklara, bu kirli oyunlara ve kumpaslara boyun eğmeyeceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz.
Hepinize saygılarımı sunuyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan yardımcısı ve Parti Sözcüsü
Avukat Deniz Yücel
İzmir Bayraklı Onur Mahallesi'nde meydana gelen kazada, PTT'ye ait bir araç yokuşta dönüş almaya çalışırken…
İzmir’in Konak ilçesinde öğle saatlerinde korkutucu bir intihar girişimi yaşandı. Bir kadın, evinin penceresine çıkarak…
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nin acil servisinde yaşanan yoğunluk, hasta ve hasta yakınlarını zor durumda…
İzmir'in Bornova ilçesi Kazımdirik Mahallesi'nde sabah saatlerinde meydana gelen olay, mahalle sakinlerini endişelendirdi. Yolda dökülen…
Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Kent Konseyi ve Ayvalık Giritliler Derneği tarafından mübadelenin 102. Yıldönümünde Cunda (Alibey)…
Karşıyaka Belediyesi, turizm faaliyetleri için gerekli şartları karşılamayan ve güvenlik riski oluşturan 8 pansiyonun ruhsatını…